Geçtiğimiz hafta sonu Antalyaspor’un oynadığı Ankaragücü maçına gittim. İki hafta önceki Trabzonspor maçına da gitmiştim. Trabzon maçının özellikle ilk yarısında kötü oynamayan kırmızı-beyazlılar, ikinci yarıda bilinçsizce saldırmış, ancak pozisyon üretememişti. Zaten Trabzonspor’da maçı ilk yarıda bitirmiş, sonrasında oyunu tutmuştu. Alanyaspor maçında ise kötü hava ve saha şartlarından bir kanaat edinememiştim. MKE Ankaragücü maçına ise heyecanla gittim. Şimşek bir galibiyet alsa, kaybettiği özgüvenini yeniden sağlar diye düşünüyordum, ancak olmadı. Zaten sahaya çıkan kadroya şok oldum. Takımda 4 tane kreatif yani bireysel yetenekleri ile skoru değiştirebilecek oyuncu var. Bunlar Charles, Hakan Özmert, Aatıf ve Serdar Özkan. Ancak Aatıf ve Serkan Özkan’ı yaşları itibarıyla ikinci yarıda hamle oyuncusu olarak kullanmak daha mantıklı. İkisinin de ilk 11’de olmasını hala anlamadım. Hakan Özmert’deki düşüş sürüyor. Charles ise Tomas’ın yanında 90 dakika boyunca oturdu. Hal böyle olunca da bizim iş Chico’nun oyun kuruculuğuna kaldı. Böyle bir durum olamayacağına göre Antalyaspor pozisyon üretmekte etkisiz kaldı. Buna rağmen iki gol buldu. Bu oyun düzeniyle, bu oyuncu tercihleriyle iki gol birden bulmak gerçekten mucizeydi ve biz bu mucizeyi gerçekleştirdik. Maçın son periyodunda maç boyu sahada sadece gezinen Blanco’nun golü ile bir anda 3 puanı kavradık. Ancak Tomas, ayağında top tutabilecek, topu ileriye aktarabilecek Charles’i yanında tutup Salih’i oyuna aldı. Son bölümde atak yiyen ve çıkamayan Şimşek, golü de kalesinde gördü. Devre arasına bir hafta kaldı. Bu Antalyaspor’un ayakta kalabilmesi için çok transfer yapması gerekiyor. Hangi parayla, kimi transfer eder bilmem ancak Sayın Ali Şafak Öztürk’e küçük bir hatırlatma Süper Lig’e yeniden çıkmak, Süper Lig’de kalmaktan daha maliyetli bir iştir ve sizin müthiş Kalekapısı törenli transferlerinizle bizde böyle bir para kaldı mı? Sanmam…
Esen kalın…