Hepimiz zaman zaman tatlı krizleriyle boğuşmak zorunda kalmışızdır. Bazılarımızın ise canı sürekli tatlı çekmektedir. Peki ya tatlı krizlerinin sadece tatlıya düşkünlük olmadığını, bağırsaklardaki maya türünden kaynaklanıyor olabileceğini hiç düşündünüz mü?

Bağırsaklarımızda milyarlarca mikroorganizma yaşamaktadır. Bazı mikroorganizmalar bizim için yararlı, bazıları bizim için zararlı mikroorganizmalardır. Bağırsak yapısının bozuk olması zararlı mikroorganizma sayısının çoğalmasına, bağırsaklardaki zararlı mikroorganizmaların artışı ise bağırsak yapısının daha da bozulmasına neden olmaktadır. Yani böyle kısır bir döngü ortaya çıkmaktadır.

Sağlıksız beslenme bağırsaklardaki zararlı mikroorganizma popülasyonunun artışının birinci nedenidir. Aşırı şeker ve basit karbonhidrat tüketimi, lifli gıdaların yetersiz oluşu ve beslenme düzeninin probiyotik besinlerle desteklenmemesi bu süreci hızlandırmaktadır.

Sağlıksız beslenme sonucu birçok kötü mikroorganizmanın artışına yol açsa da aralarında bir türü tatlı krizlerine neden olmaktadır: Candida albicans. Aşırı şeker ve basit karbonhidrat tüketimine bağlı bağırsaklarda candida mantarı çoğalmaktadır. Diğer mantar türleri gibi candida da şekerle beslenmektedir. Siz ne kadar çok şeker gönderirseniz o kadar sayısı artar, ne kadar sayısı çoğalırsa sizden o kadar şeker ister. Yani belki de tatlı isteyen siz değil candida mantarınızdır.

Candida sadece bağırsaklarda değil; ağız, genital florasında da görülebilmektedir. Kendini; ağızda aftlar, ciltte kırmızı kabarıklıklar, gaz, şişkinlik, kan şekeri dalgalanmaları, tatlı krizleri, özellikle kokulu vajinal akıntılar olarak belli eder. Genellikle diğer otoimmün hastalıklarla beraber görülür.

Candida mantarı, özel beslenme planıyla tamamen kontrol altına alınabilir. Belki de tatlı ataklarınız sandığınız kadar zor değildir. Ya da belki de sadece alışkanlıktır veya belki de canınız gerçekten tatlı çekmiştir.