Bu günlerde şehirde bir heyecan olması gerekiyordu, ama yok. Antalya Altın Portakal Film Festivalinin heyecanını hissetmiyor.
Antalya Altın Portakal Film Festivali, Türkiye'nin en köklü ve prestijli film festivallerinden biriydi. Neden böyle diyorum 1964 yılında Avni Tolunay’ın girişimiyle başlayan festival Antalya’yı tanıtmış, Türk sinemasına değer katmış, gelenekselleşmiş bir festival. Antalya’nın topyekûn halkının ilgi gösterdiği, sinema sanatı ve sanatçısıyla Antalyalıların buluştuğu, sinema salonlarının dışına taşan şehri sarıp sarmalayan bir festivaldi.
Antalya denilince akla portakal geldiği kadar Altın Portakal Film festivali de gelirdi. Neden dili geçmiş zaman kullanıyorum derseniz, artık öyle değil. Antalya’nın karakteristik hiçbir değerini orada göremiyoruz. Halk artık bir festivalin olduğunun bile farkında değil.
Bir şehirde festival yapılmasının çeşitli nedenleri vardır. Bazı ana nedenleri sizinle paylaşayım, şimdiki festival bu yapıya uyuyor mu bir bakalım.
Kültürel Tanıtım ve Koruma: Festivaller, bir şehrin kültürel mirasını ve geleneklerini tanıtmak ve korumak için düzenlenir. Yerel müzik, dans, sanat ve yemek gibi kültürel öğeler festivaller aracılığıyla sergilenir.
Toplumsal Birliktelik: Festivaller, yerel halkın bir araya gelip sosyalleşmesini ve topluluk ruhunu güçlendirmesini sağlar. Şehir sakinleri, bu tür etkinliklerde bir araya gelerek ortak deneyimleri paylaşır.
Turizm ve Ekonomi: Festivaller, turistik çekicilik yaratır ve şehre dışarıdan ziyaretçilerin gelmesini sağlar. Bu da yerel ekonomiye katkı sağlar, çünkü festivale katılan turistler konaklama, yemek, ulaşım ve alışveriş gibi hizmetlere para harcarlar.
Şehrin İmajını Güçlendirme: Festivaller, bir şehrin imajını olumlu yönde güçlendirebilir. Özellikle büyük ve uluslararası festivaller, şehrin dünya çapında tanınmasını sağlayabilir ve onu bir kültür veya sanat merkezi olarak konumlandırabilir.
Bu nedenlerle festivaller hem yerel halk hem de ziyaretçiler için büyük bir öneme sahiptir.
Geçen günlerde "Bu yılki jüri başkanı Ferzan Özpetek, korteje gerek olup olmaması konusunu tartışmak gerektiğini, artık TV kanalları ve sosyal medya aracılığıyla sinema sanatçılarının tanındığını artık merak konusu olmadığını belirtmiş. O zaman film festivallerine de gerek yok artık MUBİ gibi platformlar tüm filmlere yer veriyor, festivalleri o platformlarda yapabiliriz bundan sonra…
Neyse aklı selim düşünce galip gelmiş de bu yıl da kortej düzenleniyor. Çünkü kortej yalnız sanatçıları görme anlamı taşımıyor, hatta kortej güzergahının limandan Lara’ya kadar uzatılması gerektiğini düşünmekteyim. Halkın bir aradalığı, şehrin tanıtımı, esnafın kendini ve ürününü gösterebilmesi, Antalya’ya özgü gelenekler, Antalya’nın değerleri sergilenmeli bu festival aracılığıyla da.
Evet sinema sanatı açısından değerlendirilmeli ama o zaman yıllardır CANNES Film Festivalinde, Oscar Töreninde neden kırmızı halı geçişleri bu kadar önem taşıyor.
Neyse bir festivalin gereklerini elbet düzenleyenler daha iyi bilir, biz Türk Sinemasının geleceği için önemli bir festival olarak, Antalya’ya getirilerini düşünmeden konuşalım. Geçen yıl yapılamayan bir Festival olarak yine pek çok aksilikle başladık daha bu hafta program yayınlandı, biletler festivalden üç gün önce satışa çıktı satışta. AKM gişelerinde sabah 10.30 da biletler bitmiş oluyor. Çevrimiçi satışta, toptan satışla biletler bitiyor, birileri sonrasında bilet bulamayanlara fiyatlandırıp satmak üzere de alıyor. Gelecek konuklar hangi etkinliklere katılacak belli değil bir etkinlik takvimi henüz ortaya çıkmadı.
Yerel basına akreditasyon yapılmıyor. Filmlerin fragmanları şehir panolarında gösterilmiyor. Altın Portakal sanki gizli saklı yapılıyor…
Neyse bunlar yalnızca yapılan işlerin daha iyi olması için serzenişler. Bir Antalyalı, 1986 Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema bölümünden mezun biri olarak, sinemaya sevgim ve sonsuz ilgim ile tüm filmleri izlemeye çalışacağım, ya da şimdiki gençlerin dediği gibi nasıl olsa film platformlarına gelir bu filmler, bilet yok diye dert etmeyin deyip, daha az koşuştururum bilemiyorum.
Antalya daha şehre hizmet eden bir festival organizasyonunu hak ediyor. Film festivalinin içeriği, sinema sektörü kazanımları ayrı bir yerde dursun şöyle.