Antalya... Denizi, güneşi, tarihi dokusu ve sıcacık insanlarıyla adeta bir cennet köşesi. Herkesin aklında aynı soru: Antalya’da tatil ne zaman yapılır? Gelin, birlikte bu büyülü şehri keşfetmenin en doğru zamanını bulalım.

Antalya’nın adını duyunca akla hemen yaz ayları gelir değil mi? Hani şu denizin neredeyse kaynamaya başladığı, güneşin en tepeye çıkıp sizi yavaş yavaş kızartmaya başladığı o dönem... Haziran’dan Eylül’e kadar Antalya tam bir yaz cenneti. Plajlar dolup taşıyor, otellerde yer bulmak neredeyse imkânsız, akşamları ise sahil kenarındaki restoranlarda taptaze deniz ürünlerini tatmanın keyfi bambaşka. Ama unutmayın, bu dönemlerde sıcağa dayanıklı olmanız şart!

Eğer “Ben kalabalık sevmem, biraz da sakinlik ararım” diyorsanız, size önerim Eylül sonu ve Ekim ayı. Güneş hâlâ ılık, deniz hâlâ sıcak, ama ortalık yaz kalabalığından eser yok. Çocukların okulu başlamış, turistler yavaş yavaş çekilmiş. İşte tam o an, Antalya’nın gerçek tadını çıkarmak için ideal bir zaman. Kalabalık yok, gürültü yok... Sadece siz ve Antalya’nın masmavi suları!

Antalya’nın bir başka güzel zamanı da ilkbahar ayları. Mart ve Nisan’da doğa uyanıyor, her yer yemyeşil. Henüz denize girilecek kadar sıcak olmasa da, sahilde yürüyüş yapmanın, tarihi yerleri gezmenin tadı bambaşka. Şehrin tarihi zenginlikleri bu mevsimde tüm ihtişamıyla karşınızda, üstelik yakıcı bir güneş olmadan!

Kışın Antalya’da tatil mi? Neden olmasın! Özellikle doğayla iç içe olmayı seviyorsanız, kışın bu şehir bambaşka bir güzellik sunuyor. Sahil kenarındaki balık restoranlarında oturup, dalgaların sesini dinlemek kadar huzur veren başka ne olabilir ki? Üstelik otellerde yer bulmak kolay, fiyatlar ise uygun. Kar yok, ama Akdeniz’in o kendine özgü, sakinleştirici havası sizi dinlendirmeye yetiyor.

Antalya’da tatil yapmanın yanlış bir zamanı yok. Yazın sıcak ve hareketli, sonbaharda huzurlu ve sakin, ilkbaharda canlı ve renkli, kışın ise sessiz ve dingin. Antalya, her mevsimde farklı bir yüzüyle sizi karşılar ve her defasında yeniden aşık olursunuz bu şehre. Tatilinizi planlarken, ne istediğinizi bir düşünün; belki de tam da bu yazıyı okuduğunuz an, gitme zamanıdır!