6 Şubat 2023, Türkiye'nin tarihinde bir iz bırakmış bir gün oldu.

Kahramanmaraş merkezli deprem, Türkiye'nin 11 farklı ilini derinden sarsmış ve binlerce bina yıkılmış, hayatını kaybetmiş 53.537 kişiye mezar olmuş, pek çok sarılamayan yara açtı. Yok olan hayatlar, yarım kalan mutluluklar, binlerce çocuk toprak altında kayıp, cenazelerine kavuşamayan aileler büyük bir trajedi. Bu deprem, Türkiye'nin en büyük doğal afetlerinden biri olarak anıldı ve "asrın felaketi" olarak nitelendirildi.

Depremde hayatını kaybedenlerin anılarında yaşadıkları acı ve kaybın derinliği, her anımızda canlanıyor. Aileler, evlerini kaybetmişler, sevdiklerini kaybetmişler ve yeniden başlama mücadelesi verenler, bu zor günün hatırına dokunarak anıyorlar. Depremden kurtarılanlar ise, hayatlarının aniden dönüştüğünü ve yeniden başlama zorluklarıyla mücadele edenler.

Bu trajedinin yıldönümünde, hayatlarını kaybetmişlerin anılarını saygıyla hatırlamak ve yeniden başlayanların cesaretini anlamak önemli, onlara destek olmalıyız…

 Deprem sonrası yapılan restorasyon çalışmaları ve yeniden inşa edilen ve hala binlercesi edilemeyen binalar, konteynerlerde yaşam mücadelesi, yıkıntılar arasında her an depremi yaşamak, Türkiye'nin dayanıklılığını gösteriyor.

6 Şubat, Türkiye tarihinde bir iz bırakmış ve herkesin hatırına geçmiş bir gün. Bu günün hatırına, birlik ve dayanışma dolu bir gelecek için çalışmaya devam etmeliyiz. Depremi unutmayıp, unutturmamalıyız ki önlemler alınabildin, bir daha böyle bir felaket yaşanmasın.

Depremin 2. Yıldönümünde medya konuşuyor, deprem uzmanları konuşuyor, siyasetçiler konuşuyor ancak deprem bölgesinin gerçekleri anlatılmıyor, anlatılamıyor. Geri gelmeyen maddi ve manevi kayıplar, yaralı gönüller, hayatta kalma mücadelesi veren aileler kendilerini ifade edemiyor.

Deprem yalnız olduğu bölgelerde değil tüm yurdumuzda derin yaralar bıraktı. Bunlardan pek çoğuna tanığım. Ama bir dramın parçası arkadaşım Özlem Saday’dan bahsetmek isterim size…

 Antalya Konyaaltı Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı, ailesinden pek çok ferdi depremde kaybetti Durmadı yılmadı iki yıldır deprem bölgesine yardımlar, lokma anma günleri organize etti. Kendisinden yardım isteyen depremzedelere el uzattı. Bu sene de depremin acılarının  en iyi sanat yoluyla ifade edileceğine inanıp bir ekip kurdu ve Konyaaltı Belediyesi katkılarıyla UNUTMADIK sergisini organize etti.

 Bu yüreği kocaman kadın derin yaralar bırakan bir felaket yaşanmasın ülkemizde diye bu kadar çabalarken köşesinde sessiz, susmuş oturanlara seslenmek isterim. Herkes elini taşın altına koymak zorunda tek başına da mücadeleye, topluma katkıya var mısınız?

 Dün sergi açılışında yaptığı konuşmayı da buradan size aktarmak isterim.

‘’Bu sergiyi düzenlerken amacımız kabuk bağlayan yaraları kanatmak değil , bu yola çıkarken depremin yarattığı acıları tüm ruhlarıyla resimlere, heykellere, seramiğe yansıtan sanatçılarımızın gözüyle göstermek ve ülkemizin deprem gerçeğine bir kez daha parmak basmak ve bundan dolayıdır ki ülkemizin gerçeklerini kabul edip, önlem almak.

Olacak felaketlere tedbirler alınması amacıyla unutmadık diyoruz.

Antalyalı birbirinden kıymetli farklı dernek ve platformlara üye sanatçılarımızın böylesine hassas bir günde bir araya geldikleri ve bizlerle birlikte oldukları için teşekkür ediyoruz

Deprem bölgesindeki acıların devam ettiğini, yaşam standartlarının normal boyuta taşınması taleplerini buradan bir kez dile getiriyoruz.

her acıya ülkemizin her köşesinden aynı anda güzelliklerle tepki veren  ülkemizin her bir insanına teşekkür ediyoruz.

Acıların yaşanmayacağı, tedbirlerin alındığı, gerçeklerle mücadele etmemiz gerektiği ve bu bilinçle çalışılacağı günler dileğiyle…’’

 Bu zaten hepimizin dileği değil mi? Gözyaşı dökmek, zaman nasıl da çabuk geçiyor demek yetmez, yaraların sarılmasına ve tedbirlerin alınmasına bir katkı gerek

 UNUTMADIK!