Geçtiğimiz günlerde CHP tüzük tadilatı yaparak 28 maddede değişiklik yaptı. Bu değişiklikler partiye ne getirir ne götürür bilmem.

Ancak bence şimdiden ortalığı karıştırmış gibi duruyor. Bazı maddeler Antalya’daki tüm dengeleri değiştirir. Yeni tüzüğe göre bir madde “Bir kişi en fazla üç dönem üst üste belediye başkanı, belediye veya il genel meclis üyesi seçilebilecek. Benzer şekilde ön seçim ve aday yoklaması yöntemlerinde üç dönem koşulu aranmayacak” diyor.

Yani Antalya’ya uyarlarsak Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal yeniden aday olamayacak. Tüzük bir kişi diyor. Yani bir belediye demiyor. Çünkü Muhittin Böcek her ne kadar 6’ncı dönem belediye başkanlığını yürütse bile bunun 4 dönemi Konyaaltı Belediyesi’ndeydi. Büyükşehir’de ise 2’nci dönemi. Ancak tüzüğün bu maddesine göre eğer ön seçim olmazsa aday olamayacak. Sayın Böcek’in durumu bence ileride yeni bir tartışma konusu olacaktır.

Aynı durum Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal için de geçerli. Üç dönemdir Muratpaşa Belediye Başkanlığı yapan Uysal yeniden aday gösterilemeyecek. Ancak Muratpaşa’da ön seçim yapılırsa o zaman işler değişebilir.

Yine tüzükle gelen bir başka madde de belediye çalışanların delege olamayacak olması. Yani kişi ya siyaseti ya da belediyi seçecek. Her ikisi birden olmayacak. Bu da belediye başkanlarının örgütler arasındaki kamu parasıyla kurdukları hakimiyetin sonu demek. Belediye başkanlarının birçoğu bunu yapıyor. Ya belediye çalışanını yönetime sokuyor, ya da yönetime gireni belediyeye alıyor. Böylece parti teşkilatı belediye başkanının kontrolüne geçiyor. 

İşte yeni tüzük buna cevaz vermiyor. Bundan sonra bir tercih yapılacak. Bu konuda da en büyük darbe Ümit Uysal’a gelecek gibi duruyor. Uysal’ın bırakın Muratpaşa’yı başka ilçelerde de delegele çalışanları bulunuyor. Örneğin Konyaaltı’ndaki personel şişkinliğinin en önemli nedenlerinden birsi de budur. İlçe seçimlerini kazanmak isteyen Semih Esen son döneminde çok sayıda personel almış ve ilçe seçimlerini Demet Gündüz’ün alması için mücadele etmişti. Bu tam aynı konu olmasa bile aynı din ve devlet işleri gibi belediye ile parti işlerinin bence ayrılması iyi olmuş.

Peki böyle bir durumda Böcek ve Uysal siyasetten çekilir mi? Sanmam. Az önce ifade ettiğim gibi Sayın Böcek’in tüzükteki durumu biraz karışık. Uysal’ınki ise net. Bence bundan sonraki süreçte Ümit Uysal Milletvekili olmayı deneyecektir. Yerel seçimlerle genel seçimler zaten birbirine yakın. Uysal liste başı olur mu bilemem ama seçilecek yerden listeye gireceği kesin. Şayet Böcek’te tüzüğe takılırsa tahminime o da milletvekili adayı olabilir.

Ancak son anda belediye başkanları istifa edip milletvekili adayı olamaz denilir mi? Bu da düşük bir ihtimal değil. Daha seçimlere çok var. Ancak bence ortalık şimdiden karışmaya başladı. Özellikle bir grubun imza toplayarak olağanüstü kurultaya gidip Ümit Uysal’ı da genel başkan adayı yapma isteği şimdiden fitili ateşledi.

Erken bir kurultayı şimdiden kestirmek çok da kolay değil. Ancak Özgür Özel’in CHP’yi “İki aday var” sözleri ile şimdiden bölmesi, ülkenin bu kadar meselesinin arasından çıkıp rakı fiyatlarını düşüreceğini müjdelemesi ve geçtiğimiz günlerde bir seçmene “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözlerini sadece kendisinin söyleyebileceğini ifade etmesi böyle bir ihtimali de şimdiden doğuruyor.

AK Parti’nin kendi kendine eridiği bu günlerde buna izin vermeyen ana muhalefet liderine selam olsun. Ha bu arada bir Atasözü yazmakta bana düştü. Sükut ikrardan gelir, ama konu CHP ise “Sükut iktidarı getirir.”

Esen kalın…