Geçen hafta değişen gündemin bir ucundan yakalayıp FETÖ’nün ölümü ardından neler olduğunu bir hatırlayalım demiştik.
Kimdir bu Fettullah gülen 80li, 90lı yıllarda adını duyuran, siyasette bile bolca tartışılıp kiminin, amacı bilim, eğitim ve dinler arası diyaloğu kucaklayan bir İslâm versiyonunu teşvik ettiğini söylediği hizmet hareketi lideri; Kiminin devlet kurumlarına sızıp Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirmek ve İslâm hükümlerini egemen kılan teokratik bir İslâm diktatörlüğü kurmayı amaçladığını söylediği bir terörist olarak iki apayrı çizgide karmaşa yaratabilen bir kişilik… Sonuçta 28 Ekim 2015 tarihinden beri, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan "en çok aranan teröristler" listesinin kırmızı kategorisinde yer aldı. Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) lideri olarak öldü. 1986'da hacca giderek hacı oldu Diye bitirmiştik yazıyı. Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 25 Temmuz 1986 günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında Fethullah Gülen için şunları söylemişti: "Fethullah Hoca isimli bir adam türedi. Bana, Atatürk'e ve tüm ilericilere küfrediyor. Yakalandı, mahkemeye verildi. Fakat mahkeme kendisini serbest bıraktı. Ayrıca ortalıkta Mahmut Hoca diye bir şahıs daha görülmeye başladı. Mahkeme onu da serbest bıraktı. Bu gelişmeler, bu gibi mürtecileri cesaretlendiriyor." Bu sözlerin Kenan Evren'in Anılarının 1991 yılında basılan 5. cildinde yer alması üzerine Gülen mahkemeye başvurdu ve tekzip aldı. Gülen, İlk sayısı 1 Temmuz 1988'de çıkan ve üç aylık periyotlarla yayın hayatına devam eden Yeni Ümit dergisinde başyazılar yazmaya başladı. 1989'da İstanbul ve İzmir'de Diyanet İşleri bünyesinden bağımsız, gönüllü olarak vaazlarına yeniden başladı. Üsküdar'da Yeni Valide Külliyesi'nde 13 Ocak 1989 tarihinden 16 Mart 1990 tarihine kadar 62 hafta boyunca verdiği vaazlar, daha sonra Sonsuz Nur adıyla üç cilt hâlinde kitaplaştırıldı. 1992 yılına kadar gönüllü olarak vaazlarını sürdürdü. Bu arada her kesimden pek çok mürit edindi. 1990'lı yıllarda Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Turgut Özal, Abraham Foxman, Morton Abramowitz, Papa II. Ioannes Paulus gibi tanınmış din ve siyaset adamları ile görüşmeler yaptı, çeşitli gazetelerde röportajları yayımlandı…. 12 Eylül 1980 Darbesi sonucu Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı olan Kenan Evren ile de görüşmek istemiş, Evren bu isteği reddetmiş. Tekrar görüşme isteğinde bulunmuş ve Evren'e bir saat göndermiş fakat Evren saati almayıp teklifi yine reddetmiştir. Evren anılarında bu saatten "rüşvet" diye bahsetmiştir. 1995'te Sabah gazetesinden Nuriye Akman ve Hürriyet gazetesinden Ertuğrul Özkök'e; Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, Başbakan Tansu Çiller ile görüşmesi, İslam, siyaset, kadın ve eğitim konularında verdiği röportajlar yayınlandı. Bu yıllarda ayrıca Cumhuriyet gazetesi ve gazeteci Hikmet Çetinkaya'dan dava yoluyla almaya hak kazandığı 150 milyonluk tazminatları Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfına bağışladı… 1997 yılının son günlerinde onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı; Süleyman Demirel'e "Devlet Adamı Uzlaşma Ödülü", Bülent Ecevit'e "Siyaset Uzlaşma Ödülü" verdi. 28 Şubat sürecinde Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nuh Mete Yüksel, hakkında iddianame hazırlamıştır. Yıllar önce yaptığı konuşmaların görüntüleri art arda televizyon kanallarında yayımlanmaya başlanmıştır. Bu görüntülerde, "bürokraside nasıl yapılanmaları gerektiğini" anlattı. 28 Şubat Süreci nedir diyenlere hemen hatırlatalım, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı olduğu 28 Şubat 1997'de yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla "irtica “ya karşı başlayan ordu ve bürokrasi merkezli süreç Post Modern bir darbe olarak adlandırıldı. 28 Şubat sürecinde, dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü; Gülen ve örgütlenmesi hakkında bir rapor hazırladı. Bu rapora göre, Gülen bir örgütün lideriydi ve liderlik ettiği örgütün mensupları Türk emniyet birimlerine sızmaktaydı. Emniyet Genel Müdürlüğü bu raporu aldıktan 3 gün sonra, 21 Mart 1999'da; sağlık problemlerini sebep gösteren Gülen, Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. O tarihten itibaren 20 Ekim 2024 tarihindeki ölümüne kadar Pensilvanya eyaletindeki Saylorsburg kasabasında yaşadı. Fethullah Gülen'e ait olan Kırık Mızrap adlı şiir kitabından alınan 11 şiir; 2005 yılında Ahmet Özhan tarafından Hüzünlü Gurbet albümünde yorumlandı. Ankara 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 22 Ağustos 2000 tarihinde hakkında "laik devlet yapısını değiştirerek yerine dinî kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasa dışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak" gerekçesiyle 10 yıla kadar ağır hapis istemi ile yargılama başlatıldı ve gıyabi tutuklama kararı alındı. 2000li yıllar sonrasını pek çoğunuz unutmamışsınızdır artık deyip bu yazının da sonunu getirelim.