Hepimiz Dünya’ya imtihan olmaya geliyoruz, elbet bunun farkındayız kader deyip halimize şükrediyoruz. Hepimizin farklı farklı derdi var elbet, ama dert iyidir, insana aciz olduğunu hatırlatır.
Kiminin ekmeği bayattır, kiminin pırlantası ufaktır bu hayatta. Anlayacağınız herkesin ufak yada büyük derdi vardır ama ben şuna inanıyorum kimse kimsenin derdini paylaşmaz, herkes kendi omuzlarında ki dertle uğraşır. Ekmeği bayat olanın derdini, pırlantısı ufak olan hiçbir zaman anlamayacak beklide, herkes olduğu konumdan yakınır. Yaa ben burada değilde şurada olsaydım der, hep yükseklerdedir gözü. Yaa der, “bu dünyanın derdini bir ben mi omuzladım” der. Dertlerinden rahatsız olur hep, ama ben size şöyle bir tavsiyede bulunayım şimdi diyeceksiniz, “ya klavyede bunları yazmak kolay, sen bu yazdıklarını uyguluyor musun?” Evet elimden geldiğince uygulamaya çalışıyorum. Dertlerinizden şikayet etmeyi bırakıp dertlerinizden beslenmeyi deneyin, inanın bana dertleriniz sizi daha da güçlü yapar…
Hani demiştim ya kiminin ekmeği bayattır bu hayatta, kiminin pırlantası ufak. Ben bu dünyaya gözlerimi engellerle açtım. Bu hayatta önümüze çıkan engellerden bahsetmiyorum gerçek engelden bahsediyorum. Evet ben engelliyim. 19 yaşında bir gencim, ben engelli olduğum için hiç üzülmüyorum çünkü bu hayatı bu kaderi ben seçmedim, bana bu kaderi yazan Rabbim var lütfu da hoştur nârı da. Beni üzen insanların sanki uzaylı görmüş gibi bakması, dost bildiklerinin arkandan kahpece hançerlemesi, kimisinin de acıyarak bakması. Ben bu 3 çeşit insana aynen şunu söylüyorum “buradan size gerçekten acıyorum, önyargılarınız yüzünden acıyorum, benim bedenimde olan engelin sizin zihninizde olduğu için size acıyorum.” Hatasız kul olmaz aslında benim de bir hatam var hani küçükken düşersin dizin kanar canın acır sonra yaran kabuk bağlar acıyacağını bile bile o kabuğu koparırsın ya, bende bir kızı çok sevdim, yüzünü, gözlerini, gülüşünü hafızama kazıdım ama o beni sevmedi. Canımın acıyacağını bile bile sevdamın peşinden koştum ama boşuna çabaladım, insanların engelliler hakkında ki düşüncelerini unutmuştum ve olmayacağını bile bile sevdiğim kızın peşinden koştum ve artık yoruldum onun peşinden koşmuyorum. Belkide aşk hiçbir zaman yüzüme gülmeyecek ama ben sevmekten çok sevilmeye önem verip beni çok seven bir kızın karşıma çıkmasını bekleyeceğim.
Kim bilir gözlerime bakarken gözlerinin içi gülen birisi çıkar karşıma…
Yazıma bilge kral Aliya İzzetbegoviç’in şu sözleriyle son vermek istiyorum
“Yıldızların altından geçmemiz gerek, hangi yolu seçersek seçelim sonunda ölüm var, her şey bitecek sende öleceksin ve ölecek bu dünya. Bu yüzden başını hep dik tut…