Yine sessiz bir gün daha ve benim hastalığım hala geçmedi bir sürü hastanelere gittik fakat tedavisini bulamadılar, en sonunda bir hastaneye yatırdılar hastanenin önünde çiçekler ve incir ağacı vardı çok güzeldi. Her gün o ağaca bakıp mutlu olurdum, daha sonra hastalığım ilerlemeye başladı tedavisi de bir ilaçtı ama çok pahalıydı annem o ilacı alabilmek için her gün hastanenin önündeki incir ağacının yanında oturup parayı nasıl bulacağını düşünürdü ve sonunda bir fikir bulmuştu çalışacaktı. 1 Nisan 2013’de iş görüşmesi günü geldi annem iş görüşmesini gitti ve ben onu, dört gözle bekliyordum annem işin aylık maaşının az olduğunu duyunca işi reddetti ve hastaneye geldi doktorla konuştu “ben parayı bulamadım başka yolu yok mu” dedi doktor ‘imkanı yok bu hastalıklar sadece ilaçla tedavi ediliyor’ dedi ben konuşulan her şeyi duydum çok üzüldüm ve yavaşça camın oraya gidip dışarıdaki incir ağacına baka kaldım annem geldi yanıma “niye o ağaca bakıyorsun” dedi, bende ona “çünkü çok güzel, bir daha göremeyebilirim şimdi uzun uzun bakayım” dedim. Annem “niye öyle diyorsun” dedi. “Benim ilaçlarımı alamıyormuşuz daha kötü olacağım o yüzden şimdi o güzel incir ağacına bakmak istiyorum” dedim ve annemle birlikte dertli dertli düşünüp o incir ağacını izledik. Sonra Ne mi Oldu? Sonra kız odasına geçti. Annesinin gözleri yaşlı parayı nasıl bulacağını düşünüyordu. Tabi bu sırada zaman da akıp gidiyordu. Akıp giden zamanla birlikte kızın durumu da kötüleşiyordu. Yine günlerden bir gün annesi iş bulmak için dışarıdayken kız fenalaştı. Doktorlar müdahale etmeye başladılar. Annesine haber verildi ve annesi hemen hastaneye geldi. Artık yapacak hiç bir şey kalmamıştı. Küçük kız öleceğinin farkındaydı. Son kez annesiyle birlikte o incir ağacının altında oturmak istedi. Doktorlar önce buna izin vermedi. Sonra kızın ısrarı ve annesinin de durumu onaylamasıyla izin verdiler. Annesi kızını kucağına aldı ve o incir ağacının altına geldiler. Yan yana oturdular Küçük kız annesinin elini tuttu sonra gözlerini kapatıp incir ağacı seni çok özleyeceğim dedi ve bunun üzerine annesinin gözleri doldu. Kız annesine dönüp gülümseyerek, “anneciğim ağlama en çok seni özleyeceğim incir ağacı ikinci özleyeceğim şey olacak” dedi ve sözünü bitirir bitirmez annesinin omzuna düşen kafası, kızın annesini ve incir ağacını gördükten sonraki son hareketi oldu. Bir daha kımıldayamadı. Kızın hastalığı değil de yoksulluk küçük bir bedenin ölüm yolculuğuna uğurlanmasına sebep olan en büyük hastalık oldu. Daha sonra annesi kızının mezarının başına bir incir ağacı dikti. Ve her mezarın başına gittiğinde o incir ağacının altında kızıyla ve ağaçla sohbet etti. Küçük kızının onu duyduğunu biliyordu bu yüzden ağlamıyordu mezar başında. İncir ağacına kızının ismini verdi. O artık daha güzel bir ağaçtı. İsmi olan bir incir ağacıydı. (Alıntı)