1999’da IMF ile yapılan stand-by anlaşması çerçevesinde bir enflasyonla mücadele programı başlatıldı, ancak bu program 2000-2001 yıllarında ciddi yapısal sorunlar yüzünden çöktü.

2001 Şubat ayında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan "Anayasa kitapçığı krizi" sonrası piyasalarda büyük bir panik başladı. Bankacılık sistemi çöktü, faizler fırladı, döviz kurları serbest bırakıldı ve Türk Lirası büyük oranda değer kaybetti. Binlerce şirket battı, işsizlik arttı ve ekonomi küçülmeye başladı.

 Görüldüğü üzere Türk ekonomisi krizsiz bir 10 yıl bile geçiremiyor ve bu krizler her seferinde bizleri adım adım geriletiyor. Dünya sahnesinden silinmeye kadar götürüyor neredeyse.

Şimdi size Anayasa Kitapçığı krizinin aktörlerini ve süreci biraz hatırlatayım.

Anayasa kitapçığı krizi, 19 Şubat 2001 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ekonomik açıdan dönüm noktası sayılan bir olaya dönüşen ve siyasi krizin fitilini ateşleyen bir gelişmeydi. Krizin aktörlerinin başında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer vardı. 2000 ile 2007 arasında Cumhurbaşkanlığı yapan Sezer’in Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı oluşuyla hukukçu kimliği ön plandaydı. Bir diğeri Başbakan (Demokratik Sol Parti - DSP lideri) Bülent Ecevit’ti. Üçlü koalisyon hükümetinin başındaydı. (DSP–MHP–ANAP)…

Olay nasıl olmuştu bir de bunu hatırlayalım. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sırasında Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Ecevit arasında sert bir tartışma yaşandı. Olayın detayları tam olarak kamuoyuna yansımamış olsa da, öne çıkan iddialar şunlardı:

Cumhurbaşkanı Sezer, hükümetin yolsuzlukla mücadele konusunda yeterince adım atmadığını düşündüğü için eleştiride bulundu. Anayasal yetkilerini hatırlatarak, Ecevit’in sorumluluklarını yerine getirmediğini söyledi. İddiaya göre, Sezer tartışma sırasında Anayasa kitapçığını Ecevit'e doğru fırlattı ya da sertçe masaya koydu. Asıl olay Ecevit’in toplantıyı terk etmesiyle büyüdü. Ecevit toplantıyı terk etti. Hemen ardından basına çıkıp, "Bu bir devlet krizidir!" açıklamasını yaptı. Bu açıklama, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve piyasalarda panik başladı. Bu açıklama, medya için adeta bir bomba etkisi yarattı. Tüm televizyonlar canlı yayınlarını kesip bu habere döndü.

Borsa %18 düştü, faizler %700’ün üzerine çıktı. Döviz kurları fırladı, bankalar arası güven çöktü. Türkiye tarihindeki en büyük ekonomik krizlerden biri başladı. Tabii bu durumdan karlı çıkanlar da çok oldu. Bir günde yine para el değiştirdi. Zenginliklerine zenginlik katanlar Ecevit’in bu fevriliğinden yararlandılar.

Yine borsa çöktü, döviz fırladı, faizler akıl almaz seviyelere çıktı. Finansal piyasalardaki panik medya aracılığıyla halka da yayıldı.

Halk bir anda ekonomik belirsizlik ve paniğe kapıldı. Bankalara koşular yaşandı, insanlar döviz büfelerine hücum etti. TL hızla değer kaybetti, ithal ürün fiyatları birkaç gün içinde katlandı.

Binlerce KOBİ battı, bankalar krizden ağır darbe aldı. İşsizlik %10’un üzerine çıktı, birçok sektörde üretim durdu. Vatandaşların gözünde siyaset kurumu ciddi itibar kaybına uğradı. Hükümete, koalisyona ve klasik partilere güven çöktü.

Bu kriz, 2001 Ekonomik Krizi'nin tetikleyici unsuru oldu.

2000 yılında IMF destekli enflasyon hedeflemesi programı yürürlükteydi ve kur, belirli bir bant içinde yükseliyordu (yarı sabit kur politikası). Ancak: Kasım 2000'de ilk kriz patladı (likidite krizi),sıcak paranın piyasada bulunmaması, devlet ekonomi için mevcut nakit akışının yükümlülükleri karşılamada yetersiz kaldı.

2000 yılı Türkiye için çok önemli bir yeni yıldı. Kara Delikten geçeceğiz tüm sistemler çökecek gibi söylemlerle endişe yüksekti. Tam bir milenyum beklentisi vardı. Peki, TL acaba böyle bir milenyum geçişinde ne durumdaydı dersek…

2000 yılında Türkiye’de döviz kurları, henüz dalgalı kur sistemine geçilmediği için kontrollü kur rejimi altında işlem görüyordu. Ancak yıl içinde özellikle Aralık ayına doğru dövizde hızlı bir artış yaşandı.

İşte 2000 yılı için yaklaşık ortalama ve yılsonu döviz kuru:

                1 ABD Doları

Ocak 2000           ~ 530,000 TL

Haziran 2000      ~ 600,000 TL

Aralık 2000          ~ 675,000 TL

Yıl Sonu Ortalaması         ~ 625,000 TL

               

Şubat 2001'de tam anlamıyla kur rejimi çöktü ve dalgalı kura geçildi (döviz fırladı). 2001 krizinden sonra 1 dolar kısa sürede 1.000.000 TL’ye (1 milyon) yaklaşmıştı.

!unutmadan… Bu rakamlar, 2005 öncesi 6 sıfırlı Türk Lirası cinsindendir.

(2005 sonrası 1 milyon TL = 1 YTL oldu)

Neyse TL’nin izinde milenyuma geçiş sonrası, biz Anayasa Kitapçığı Krizinin sonuçlarını da aktarıp yazımızı burada bitirelim. Haftaya Kemal Derviş’in ekonomi yönetimini araştıralım.

Türkiye’ye ciddi miktarda borç veren uluslararası finans çevreleri, "Türkiye'nin bir çapa kişiye ihtiyacı var" dedi. Bu çapa, Kemal Derviş olarak belirlendi. Hatta bazı kaynaklara göre Derviş’in gelişi, kriz çıkmadan önce bile planlanıyordu.

Bu krizle siyasi sistemin zayıflığı ve kurumsal çatışmalar gözler önüne serildi. Krizin ardından ekonomi yönetimi tamamen değişti, Kemal Derviş göreve getirildi.

Bu süreç, 2002’de erken seçimi ve AK Parti’nin iktidara gelişini de dolaylı olarak hazırladı.