Yılda bir katılmayı alışkanlık haline getirdiğim bir etkinlik var. Her yıl 17 Nisan’da Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) Antalya Şubesi’nin Aksu Köy Enstitüsü yerleşkesinde düzenlediği anma programına katılıyorum. Oraya her gidişimde çağdaş, ilerici, laik ülkemi korumak; cehaletle mücadeleme hız kesmeden devam etmek için gerekli enerjiyi depoluyorum.

Aksu Köy Enstitüsü, o zamanlar “Karanlık Sokak” olarak bahsedilen yerde ülkeyi aydınlatmak için ter döken insanların emekleriyle hafızamda yer etti. Aksu ile aramda güçlü bir bağ oluştu. Ben de o yaşlarda yatılı okullarda okuduğumdan empati kurmam daha kolaydı belki.

Dönemin olanaksızlıkları içinde üstleri başları yırtık, bazıları yalınayak, çelimsiz kız ve erkek çocuklarının okula geldiklerinde çekilmiş fotoğraflarını ve okuldan mezun olurken kendi yaptıkları tahta bavullarla, kendi diktikleri elbiselerle gözlerindeki kararlılık pırıltısıyla çekilmiş fotoğraflarını görmek en duygusuz insanı bile derinden etkileyecektir. Çünkü dört bir yandan sinsice planlarla sömürülmeye çalışılan güzel ülkemizi bugünlere kadar sağ salim getiren Köy Enstitülerinin güçlü ışığıdır.

Geçen yıl yapılan anma programından sonra bende oluşan duygularla bir şeyler karalamıştım. Sizlerle paylaşmak istedim. Şiir deyip şairlerimize haksızlık etmeyelim de; manzum birkaç satır diyelim.”

KÖY ENSTİTÜLÜLER

 

Geldiler,

Boyunları bükük, omuzları düşük, ayakları yalındılar

Üstleri başları eski ve yırtıktılar

Askerlik görevine gelir gibi

Uzak diyarlara gelin gelir gibi sessiz ve vakurdular

Geldiler

Beyaz bir sayfa gibiydiler

Aydınlık yüzleriyle

Fedakar öğretmenleri karşıladı onları

Önce doğru davranışları öğrendiler

Sonra temel bilgileri aldılar

Sonra müzik, sanat, elişi…

Kendi eşyalarını ürettiler

Kendi barınaklarını yaptılar

Öğrendiler, ürettiler, büyüdüler

Öğrendikçe başları dikleşti

Ürettikçe omuzları yükseldi

Yüzlerine can geldi

Gözleri daha kararlı bakıyordu artık

Okudular, öğrendiler, ürettiler

Bilgilendikçe, donandıkça güçlendiler

Cahilliğe, zorbalığa karşı

Bilendiler

Birer meşale oldular

Karanlığa karşı

Pırıl pırıl, başı dik gençlerdi onlar

Ve gittiler

Ayaklarında kendi yaptıkları ayakkabılar

Üstlerinde kendi diktikleri elbiseler

Ellerinde kendi yaptıkları bavullar

Bilgi dolu beyinler

Ve enerji dolu vücutlar olarak

Gittiler

Taze kanın damarlara dağıldığı gibi

Akın akın dağıldılar

Anadolu’ya

Oksijenin ciğerlere dağılması gibi

Nefes oldular

Acılardan umutsuzluktan

Çaresizlikten yoksulluktan

Kıvranan Anadolu’ya

Yokluktan varlığa giden lokomotif oldular

Gittiler

Öğrettiler ürettiler

Güven ve cesaret verdiler

Cehalete, zorbalığa karşı

Onlar olmasaydı bugüne kadar direnebilir miydik?

Buradan yeni çıkışı bulmalıyız

O emeklere layık olmalıyız…

…”

1935’lerde başlayıp 1955’lere kadar geçen süreci ele alırsak –ki, sonraki uzun yıllar konsepti ve isimleri değişse de ruhu yaşatılmıştır- oralarda yetişen 1.308 kadın ve 15.943 erkek köy öğretmeni Atatürk’ün yaktığı Cumhuriyet ışığını Anadolu’daki en ücra köşelere kadar taşımışlardır.

Hepsinin adını anmak mümkün olmasa da birkaç örnek isimi anmak isterim. Bakın o ocaklardan kimler yetişmiş? Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Ali Dündar, Mehmet Uslu, Dursun Akçam gibi önde gelen yazarlar ve düşünürler.

Anadolu’da özenle seçilmiş yerlere 21 tane Köy Enstitüsü açılmıştır.

Akçadağ/Malatya, Akpınar-Ladik/ Samsun, Aksu/Antalya, Arifiye/Sakarya, Beşikdüzü/Trabzon, Cılavuz/Kars, Çifteler/Eskişehir, Dicle/Diyarbakır, Düziçi/Adana, Erciş/Van, Gölköy/Kastamonu, Gönen/Isparta, Hasanoğlan/Ankara, İvriz/Konya, Kepirtepe/Kırklareli, Kızılçullu/İzmir, Ortaklar/Aydın, Pamukpınar/Sivas, Pazarören/Kayseri, Pulur/Erzurum, Savaştepe/Balıkesir. Şu an bile buralara gidecek olsanız o dönemin etkilerinin o beldelerde halen sürdüğünü göreceğinizden eminim.

Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç, Halil Fikret Kanad başta olmak üzere emek veren tüm görevlilere ve kıvılcımı o okullardan alıp Anadolu’nun her yerine taşıyan tüm öğretmenlerimize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sağlıcakla…