ABD’nin ülkemizdeki yatırımların çoğu kentsoylular tarafından yapılmaktadır.
Elbette ABD’nin ömrü bir gün bitecektir. Çünkü muhalifleri çoğalmaktadır. Nasıl yurt edinmişlerse öyle de bitecek. Liberal ekonomin özelliği: “Kim kime dum durumadır.” ABD’nin ticari anlamı kar etmek, sömürmek, sömürürken acımasızca davranması, zalim olması yetmez mi? Dolarda sarsılma olunca, hemen savaşa kalkışıyor. Adamlar işin kolayını bulmuşlar sanal olarak günlük basılıyor. ABD’nin para basması dış borcunun fazlalaşması anlamını taşır. Bizim Duyun-i Umumiye borcuna düşmemiz gibi onlarda aynı duruma düşmesi beklentimdir. Nasa uzay istasyonundan dünya dışına kaçanlar başka.
Nazım Hikmet bir şiirinde: Asya’dan geldiğimizi, gelip yurt edindiğimizi
Belirttikten sonra:
Bilekler kan içinde
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim
Kapansın el kapıları
Bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu bu davet bizim.
Biz 1. Dünya Savaşını da aslında ABD ile yaptık. Şimdi bakınız; Almanya’dan kaçan Yahudiler Türkiye’ye sığınmışlar. Keza Rusya’dan kaçıp ülkemize sığınanlar bile siyonistmiş. Tamam biz Filistin’i yıllarca elimizde tutmuşuz, dini bağlantısı olan bir yerdir. ABD’nin uydu devleti İsrail, Golan tepelerinin işgali ile kurulmuş. Dini bakımdan bizim için Kudüs kutsaldır. En az Yahudiler kadar. Türkiye Cumhuriyeti’nin tek şiarı kendi topraklarında, Misak-i Milli sınırları içinde; özgür olarak yaşamadır. Bu uğurda dünya kamusunda gerekeni Osmanlılar, Kölemenler Selahattin Eyyubi devletleri bu konuda zamanında gerekeni yapmıştır. T.C’de yapıyor. Nazım ondandır ki: “Kapatın el kapıları bir daha açılmasın” diyor. 1960-1970 yılarında İstanbul limanlarına 6. ABD Filosunun çıkmasının engellenmesi. ABD yasaklamasına rağmen afyon ekilmiş.
Yapılacak çalışmalarla (Milli) AB’den kurtulmalıyız. Sıra bizim selametimiz için….