Geçen gün seni ışıklarda gördüm. En önde motosikletin üstündeydin. Mercedes’i satıp motor almışsın. Oysa ne de havalıydın Mercedes’in koltuğunda kasılırken. Ne oldu sana böyle?
Geçen ay ortak dostumuzun düğününde gözlerim aradı seni. Yoktun. Neden gelmedin? Oysa eskiden düğünlerin baş konuğuydun. Bilezikten aşağı takmazdın kimselere. Hayırdır?..
Yenge de işe girmiş salyangoz fabrikasında. Kadın çalışmaz derdin. Aşağılık imalarda bulunurdun emekçi kadınlar için. Kocalarına erkekliğinden başlayıp türlü türlü laflar ederdin. O koca ağzını yaya yaya konuşan sen değil miydin? Ne oldu böyle?
Oğlanı özel okuldan aldırıp imam hatip lisesine vermişsin. Daha geçen sene okul aile birliği toplantılarında eşin bir ayrı havalıydı, sen bir başka cakalıydın. Bağışlar, kapıya kadar uğurlanmalar falan. Ne oldu böyle?
Köyden kuru bakliyat, et falan getirtiyormuşsun. Köye çuval çuval erzak gönderip hava atan sen değil miydin?
İktidara ağız dolusu küfürler savuruyormuşsun. Eskiden biz iktidarı eleştirirken sen ne diyordun, hatırlar mısın? “Onlar mübarek insanlar. Onları eleştiremezsiniz.” Maaşlı trollerini hem sosyal medyada hem de sokaklarda üstümüze salıyordun. “Terörist bunlar, vatan haini bunlar” diyordun. Ne oldu böyle?
Geçen Bim’de kuyrukta görmüşler seni. Kasabın, manavın önünde Mercedes’in bagajını tıka basa doldurup fakir fukaraya göstere göstere eve giderdin. Bim’e kadar nasıl düştün?
Hiç işe gitmeden belediyeden maaşın yatıyordu. İyi miydi yetimin, garibin hakkı ile alemlere akmak. Senin belediye de elden gitmiş duyduğuma göre. Maaşını da kesmişler. Nasıl olacak bu işler?
Hep böyle gidecek sandın değil mi? Hiç çalışmadan iktidar yalakalığı yaparak, ihale aracılığı yaparak, trollük yaparak paraları yığıyordun deste deste.
Eskiler ne demiş? Alavere dalavere ile de bir yere kadar.
Oysa biz eleştirdiğimizde bize saldıracağına sen de eleştirseydin, yanlışları gidip söyleseydin, doğru işler yapmalarını isteseydin şimdi bu halde olmazdın. Ülke de bu hallere düşmezdi.
Ah ah Memo!.. Hepimizin içinde bulunduğu gemi okyanusun ortasında batarsa sen nasıl kurtulacaktın? Bunu nasıl da düşünemezsin?
Her gün söyledik. Gemi yanlış yöne gidiyor. Pusula bozuk. Gemi su alıyor. Böyle giderse batarız. Daha neler demedik ki?..
Şimdi anladın mı doğruları söylediğimizi, ışıklarda motosikletin üzerinde boncuk boncuk terlerken?
Ah Memo Ah, mahvettin çocuklarının geleceğini.
Gerçi senden umudum yok. Sen anlamazsın. Şimdi yaşama güdüsüyle kendini kurtarmaya çalışıyorsun. Yine olsa yine yaparsın. Bak ilerde bir çınaraltı kahvehanesi var. Git oraya, çek motoru önüne, biraz soluklan. Çay söyleme sakın. Sayenizde 15 lira bir çay. Takkeni önüne koy düşün, demek isterdim. Ama senin takken de yoktur şimdi. En iyisi kaskını önüne koy iyice bir düşün. Ne ettim ben kendime diye sor.
Hepimiz kendimize soralım. Ne ettik biz kendimize? Sağlıcakla…