Güzeller güzeli Antalya’mız, sadece muhteşem denizi, dağları ve tarihiyle değil, artık gastronomi alanında da büyük bir renk çeşitliliği sunuyor.

Son yıllarda, Uzakdoğu yemekleri Antalya sokaklarında adeta bir fırtına gibi esip duruyor. Sushi, ramen, dumpling derken bu lezzet dünyası birçoğumuzu etkisi altına almaya başladı bile de farkında değiliz.

Bir düşünelim isterseniz, eskiden yeme-içme deyince akla sadece döner, kızarmış hamsi ya da piyaz gelirdi. Peki ya şimdi? Konyaltı’nda bir Japon restoranında sashimi yerken kendinizi Tokyo’nun şık bir restoranında hissedebilirsiniz ya da Lara’nın bir köşesindeki küçük ama samimi bir mekânda ramen içerken ruhunuzu ısıtabilirsiniz.

Antalya’nın Uzakdoğu mutfağına olan bu ilgisi aslında biraz da turistlerin etkisiyle başladı demek yalan olmaz çünkü her yıl milyonlarca yabancıyı ağırlayan şehrimiz, doğal olarak çeşitli kültürlerden esinlenmeye başladı. Bu durum turistlerin talebiyle de kalmadı hatta yerli halk olarak biz de bu çok renkli mutfağa hayran kaldık. Zaten kim özenle hazırlanmış bir sushi tabağını ya da mis gibi kokan bir pad thai’yi sevmez ki? Değil mi?

Elbette, Uzakdoğu mutfağının Antalya’daki yayılımı yalnızca lezzetle de ilgili değil bana kalırsa, güzellikleri kadar sunumları da önemli oluyor. Bu yemekleri yerken sadece damak tadınıza değil, gözlerinize de şenlik yaşıyorsunuz. İşte bu da Antalya halkının yüreğine dokunan bir diğer detay.

Antalya’nın Uzakdoğu mutfağına olan sevgisi, sadece restoranlarla sınırlı kalmadı. Artık marketlerde soya sosundan wasabiye kadar her şeyi bulmak mümkün. Evde kendi sushi partilerinizi yapabilirsiniz, hem de Akdeniz usulü bir dokunuşla!

Birçok şeyde olduğu gibi yemeklerde de değişim ve yeniliğe açık olmak şehrimize çok yakışıyor. Belki de Antalya, Akdeniz ve Uzakdoğu mutfağını birleştirerek köprü olma yolunda ilerliyordur. Siz de bu yeni tatlara henüz bir şans vermediyseniz, en yakın restoranı bulup bu lezzet yolculuğuna çıkmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.