Bizde bir atasözü var. “Kimi yer bakar kıyamet ondan kopar. Daha önceki bir yazımda Antalya Kepez Dokuma parkın düzenin, sağlayan beş güvenlik görevlisinin canını dişine takarak 7×24 saat çalıştıklarını ifade etmişlerdi. Babalarının işi gibi dikkatlidirler. Hakan Başkanla yaptığımız Sahaflar toplantısında Antalya’da belki de Türkiye’de ender olan, Cemil Meriç Kütüphanesi, Sahaflar Çarşısı, Bilim Merkezi, Tren Kütüphanesi, Botanik Parkını vs tesislerin korunması için aylık seksen bin liraya Mal olduğunu belirtti.
Ala! koşuşturuyorlar. İyi ki, Başkanımız üç-dört bağı aracı alarak özel güvenlik görevlilerinin işini kolaylamış. Bu arada arabaların 11.00’da içeriye girişleri yasağı talimatına uyulduğu için, Başkanımız sağ olsun özel güvenlik görevlilerine verdiği emirle benim gibi engelli Sahafları da bu bayi araçları taşıyor. Kapıdan dükkana, dükkandan kapıya. Engelli kardeşlerimin hayat mücadelesini kutlarım. Kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını Cenab-i Haktan dilerim.
Açılan tesislerin çokluğu sebebiyle Özel güvenlik sürekli olarak araba ile ortada ısmarlama dürüm yiyen çok genç olan güvenlik görevlisini görünce sordum:
-Neden saat iki buçukta yiyorsun? Belediyenin yemeğini mi sevmedin? Abi, içinde ne olduğunu da bilmiyoruz. Ama ne yapalım yani açan mı duralım? Yemek yeme saatimiz belli değil. (Konuşma sırasında ben Hz. İbrahim Aleyhi Selamın ekmeği, nimeti tüketirken Allah C.C lin Hz İbrahim ile konuşması menkıbesini anlattım.)Belediye biz özel güvenlik görevlileri olduğumuz için bize yemek vermiyor.
Ben sustum. Sonra düşündüm. Böyle yapıcı ve kudretli Başkan buna çözüm olamaz mı? Olur.
Dokuma parkta acaba Belediyeden kaç kişi yemek yiyor? Tamam. Parası ile yesinler. Amma vakit saati belki e olur. Yapılan yemeğe bir kepçe su ilave edelim.
Haa… şimdi personel kaç liraya yemek yiyorsa dersiniz ki üç lira fazlaya size satılacak. Kabul edenler alır yemeği.
Matına uyarak
Aç gezmekten tok ölmek iyidir: Aç kalıp gezip dolaşmaktansa, tok karnına evde oturmak daha hayırlıdır.
Gençler bizim çocuklarımız.
Çok şükür bizim misafirimiz çok olur.
Büyük lokma yeriz, büyük konuşmayız.