Yıllar önce gıda ürünleri ticareti yapan yerleri belediyeler denetlerdi. Belediye içinde doktoru, sağlık uzmanı, gıda mühendisinden oluşan ekip ile. Zaman zaman denetlemeye isteyen basın mensupları da katılırdı. Bozuk gıda ürünü satanlar, kullananlar basın yoluyla teşhir edilirdi. Bu yolla birçok işletme kendine çeki düzen vermek zorunda kalırdı. Yıllar sonra bu görev belediyeden alınarak, Tarım İl Müdürlüğü’ne verildi. Ses seda kesildi. Kim ne yapıyor, ne satıyor, neler yaşanıyor bilen yok, bildiren yok. Sözüm ona denetleme yapılıyormuş.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye genelinde bini aşkın şubesi bulunan bir firma et satıyor ambalajda paket almaya kalktım. Kasadaki görevli beni tanıdığı için almamamı önerdi. Bir paket açtı. Et acayip kokuyordu. Alanların yarısından çoğu geri getiriyordu. Vatandaş şikayet etmiş. Tarm İl Müdürlüğü’ne ama ne gelen olmuş, ne de giden. Bu sadece bir örnek…
Gittiğim her kafede ve restoranda bu konu açıldığında, “Abi 7 yıldır veya şu kadar zamandır ne gördük ne tanıdık” cevabını üzülerek alıyorum. Açıkçası gıda ticaretinin durumu ve Tarım İl Müdürlüğünün durumu içler acısı.
Vay bizim halimize…
Resmen zehirleniyoruz…
Devlet kurumları resmen uyuyor…
Neden mi! Sen hak etmeyen insanı böyle önemli bir kurumun başına getirirsen yaşanan budur. Sadece Antalya’yı kastetmiyorum. Ne yazık ki tüm ülke aynı durumda.
İşte bana gelen bir gıda mühendisinin itirafları…
Tek satırına dokunmadan veriyorum, karar yüce halkımızın…
TÜRKİYEM VAY HALİMİZE…
DEVAMI YARIN