Bilim ve teknolojinin hızlı gelişimine paralel olarak dünya da hızla kirlendi.
Gözle görülen kir, çevreye atılmış çöp vs. olup son yıllarda kent merkezlerinde belediyeler bu alanda önemli bir yol kat etmiştir diyebiliriz. Ama asıl kir, gözle görülmeyen teknik cihazlar ve tahlil sonuçlarında ortaya çıkan kirdir. Bunların başlıcaları da hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği ve bilgi kirliliğidir. Savaşların yarattığı kimyasal ve nükleer kirlilik ve benzeridir.
İşte savaş kirine 3 örnek
1-IRAK’TA KİMYASALLAR VE DU FELAKETİ
Irak’ı işgal ederek kadın çocuk demeden milyonlarca insanı katleden, beş milyon çocuğu yetim, iki milyon kadını dul bırakan ve on milyon insanı yerinden yurdundan eden Amerika’nın yol açtığı vahşetin yeni bir boyutu ortaya çıktı. İngiliz The Guardian gazetesinin görüştüğü Iraklı doktorlar, işgalle gelen felaketin yaptığı tahribatı ortaya koydu. Irak’ta ABD işgal güçlerinin kullandığı kimyasal silahlar nedeniyle yüz binlerce çocuk sakat doğuyor. Dul kadınlar çocuklarını yaşatabilmek için hayat kadınlığı dâhil, her işte çalışıyoruz diyor.
Araştırmalar Irak’ta 2003 Ağustosundan itibaren sakat doğan çocuk sayısının %20 arttığını göstermektedir. Doktorlar, sakat doğumların bu denli artmasına sebep olarak, ABD'nin kullandığı yasadışı silahları gösteriyorlar. Sakat doğan bebeklerin anne ve babalarının Güney Irak'taki çatışmalar sırasında kullanılan DU bombasının (seyreltilmiş uranyum bombasının) radyasyonuna maruz kaldıklarını belirtmektedir. ABD’nin 1991 Körfez Savaşında kullandığı DU bombasının etkileri de hala devam etmektedir.
Eksik doğan bir bebek. Alıntı: https://ilkha.com
Konuyla ilgili ilkha.com’da yayınlanan Muhammet Nur’un yazısından aldığım bazı bölümleri felaketin boyutlarını göstermesi bakımından önemli gördüğüm için aşağıya aldım. Yazının tamamı için ilkha.com’a bakılabilir.
İlk saldırılar Nisan 2004'te başladı. Rastgele yapılan ev baskınlarını yoğun gece bombardımanları izledi. Binlerce ABD'li asker havadan ve karadan ağır silahlarla Felluce'yi yerle bir etti. Şehir, beyaz fosfor, napalm ve seyreltilmiş uranyum gibi yasaklanmış ağır kimyasal silahların etkisi altında kaldı. ABD'liler ise "Geceleyin hedeflerin yerini belirleyebilmek" bahanesiyle beyaz fosfor kullandıklarını öne sürdü.