Dün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günüydü. Bütün yetkililer mesajlar yayınlıyor, basın şöyle böyle diye bir sürü şey anlatıp durdular.
Kimi kahvaltı yaptı, kimi hediye verdi. Ancak gel gelelim gerçeklere. Basın sektörü resmen yerlerde. Çalışma şartlarından tutunda, sansüre varıncaya kadar bir sürü sorunla boğuşuyorlar. Herkes cici mesajlar yayınlarken, gerçekleri kimse dillendirmiyor.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Yılmaz Karaca, bakın basının durumunu nasıl anlatıyor? Karaca, “
“Gazeteciler, sadece haberleri aktarmakla kalmazlar, aynı zamanda toplumda farkındalık yaratır, gündemi belirler ve kamuoyu baskısı oluşturarak değişimleri tetiklerler. Özellikle zorlu dönemlerde, gazeteciler doğru bilgilerin yayılmasını sağlayarak toplumsal dayanışmayı güçlendirmekte önemli rol oynarlar. Gazeteci aynı zamanda basın özgürlüğünün önemini hatırlatır ve toplumun bu konudaki duyarlılığını artırmayı amaçlarlar. Bu gün, gazetecilerin karşılaştığı zorluklardan olan sansür ve baskılar mesleğimizin yapılmasını oldukça zorlaştırmaktadır. Ülkemizde yayın yapan gazeteler, televizyonlar ve radyolar ağır ekonomik şartlar yüzünden bir bir kapanmaktadır. Günümüzde dijitalleşme ile birlikte medya sektörü büyük bir değişim yaşamıştır. Sosyal medya gibi yeni platformların ortaya çıkmasıyla birlikte haber alma alışkanlıkları da değişmiş ancak bu değişimler, gazetecilerin karşılaştığı sorunları da beraberinde getirmiştir. Yanlış bilgilendirme, dezenformasyon ve nefret söylemi gibi sorunlar, gazetecilerin doğru haberciliğe olan inancını daha da güçlendirmiştir.”
Yani işin özeti şu gazeteciler herkesin soruna derman olur ancak kendi dertlerine derman olamaz.