Son günlerde sosyal medya platformlarında, hayatın anlamı ne sorusu sürekli karşıma çıkar oldu.
Hayatın anlamı, mutlu olmak mı?
Hayatın anlamı, çile çekmek, acılarla baş etmeyi öğrenmek mi?
Hayatın anlamı çocuk yetiştirmek, hayata katkı sağlamak mı?
Hayatın anlamı çok para kazanmak mı?
Hayatın anlamı ilişkileri yönetebilmek mi?
Bu sorular uzayıp gidiyor. Kafamda deli sorular.
Dün sabah bir güzellik merkezine yolum düştü, çok güzel ve samimi 30 yaşlarında bir genç sohbet sırasında bana’’ Hayatın anlamının ne olduğunu çok kafama takıyorum. Biz bir yerde hata yapıyoruz, yoksa yaşam bu kadar kaos olmazdı. Sorun bizim bu soruyu çözemememiz ve bir yerlerde yanlış yapmamızdan kaynaklanıyor. Yoksa hayat güllük gülistanlık olurdu” dedi.
Demek ki yalnız benim aklımı meşgul etmiyormuş bu sorular. Yakınlarda yaşayacağımız ay tutulmasının da etkisi, bunları aklımıza takmamız. Astrologlar öyle diyor, herkes kendini yaşamın anlamını sorgulayacak diye bildiriyorlar.
Ay tutulması 18 Eylül saat 05.15'te başlayıp saat 06.16'da sona erecek. Ay tutulması etkileri ise hayatımızı daha uzun süre etkileyecek gibi görünüyor. Ay tutulması sonrası; kendimizi ve yaşamı sorgularsak… Neden ekonomik çöküntüdeyiz, neden çocuklarımız öldürülüyor, neden ilişkilerimiz çatışma dolu, neden mutlu olamıyoruz, neden köle gibi çalışıp zengin gibi yaşayamıyoruz, neden iş bulamıyoruz, neden kiralar yüksek, neden emekli olamıyorum, neden dünyayı gezemiyorum, neden gönlüme göre bir eş bulamıyorum, neden hayat bu kadar zor NEDEN! Soruları gibi pek çok soruyu soracağız peki yanıtlarını bulup çözüm üretebilecek miyiz?
Umarım çözümü buluruz, astrologlar Mart 2025’te tüm sorular yanıt bulacak, illaki çözüme ulaşılacak diyor Hadi bakalım görelim…
Yine sosyal medyanın önüme çıkardığı bir hayatın anlamı üzerine hikâyeyi sizinle paylaşayım, sanırım Hayatın Anlamı Ne? Sorusuna en iyi yanıtlardan biri bu.
“Paulo Coelho’nun Simyacı adlı kitabından bir kıssadan hisse…
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı…
Bulduğu hiçbir yanıt ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş. Ama aldığı yanıtlar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir yanıtı olmalı diyormuş. Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş.
Köy, kasaba, ülke dolaşmış, bu arada zaman da durmuyor tabii ki …
Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:
-Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar istersen ona git belki o sana aradığın yanıtı verebilir, demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş.
Bilge “sana bunun yanıtını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor” demiş. Adam kabul etmiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş.
Şimdi çık ve bahçede bir tur at, tekrar buraya gel … Yalnız dikkat et, kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin.
Adam, gözü çay kaşığında, bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış evet demiş “kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?”
Adam şaşkın…
Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki …
Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun, kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş Bilge…
Adam tekrar bahçeye çıkmış, gördüğü güzelliklerle büyülenmiş, muhteşem bir bahçedeymiş çünkü… Geri geldiğinde bilge, adama “bahçe nasıldı” diye sormuş… Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış. Bilge gülümsemiş “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:
– Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın… Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır…
“Hayatının anlamı senin bakış̧ açında gizlidir.”