Kış geldi. Antalya güneşi artık bulutların arkasına saklanmaya başladı. Hele bugünlerde yazın son nefesi ılık hava birden soğudu. Fırtına üç günde Antalya’ya kışı getirdi.

 Kış yalnız Antalya havasını soğutmakla kalmadı ruhlarımız da buz kesti.

 Kış geldi parasızlık ceplerimizi, yalnızlık hissi gönüllerimizi boşalttı. İnsanların keyifli sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlar biraz daha karamsar, daha duygusal yazı postlarına dönüştü.

Kış geldi canımız dışarı çıkmak istemiyor, kış geldi kredi kartları tavan yaptı.

Kış geldi endişeler başımıza üşüştü.

Kış geldi savaş da kapımıza dayandı. Dolar dünyada rekor kırdı, biz de yerinde saydı ama paramız değerlenmedi.

 Kış geldi et almak için kasaba uğrayamamanın, pazardan kırık ucuz peynir almanın, sebze meyve fiyatlarının el yakmasının acısı içimize oturdu.

 Kış geldi sokaktaki yaşam hem evsizleri, hem sokak hayvanlarını paniğe sürükledi.

Kış geldi deniz korkutucu görünmeye başladı. Kış geldi ısınma sorunu kapımızı çaldı.

 Kış geldi sohbetler de değişti. Yıl sonu piyasa durgun, para yok şikayetleri aldı yürüdü.

 Kış geldi kapalı eğlence mekânları daha fazla reklam vermeye başladı. İçelim unutalım modu yükseldi.

Peki neyi unutacağız?

Geçim derdini mi?

Savaş çığlıkları atan dünyayı birbirine katan Devlet adamlarını mı?

Bu karda kışta sokakta kalanı mı?

Öldürülen şiddete uğrayan bunca kadını, çocuğu mu?

 He gün haberlere konu olan hırsızlıkları mı?

Kafası güzelleşip sokaktaki arabaları hedef alan uyuşturucu müptelalarından korkmayı mı?

Artık sokağa çıkınca başına gelebileceklerin endişesini mi?

Sinema, tiyatro, sanat, dans ve tüm sosyal ihtiyaçlarımızı bir köşeye atmak zorunda olmanın acısını mı?

 Sevgisizliğin, güvensizliğin, çıkarcılığın vurduğu dostlukların yok oluşunu mu?

İnandığımız, güvendiğimiz bizi biz yapan her şeyin bir bir elimizden gidişini mi?

Gençlerin, çocukların aile bağlarından kopup sosyal medya ve telefonlarına bağlanmasını mı?

Narin’i kim neden öldürdü sorusunu mu?

Zelenski mi vuracak, Putin mi sorusunu mu?

 İsrail’in Filistin’i yok edişini mi ve buna tüm dünyanın sessiz kalışının acısını mı?

Siyasi savaşları, siyasi suçları, kişi hak ve özgürlüklerinin hiçe sayılmasını mı?

Kış geldi ruhlarımız üşüdü, gönlümüz dondu, vicdanımız katılaştı.

Kış geldi evler neşeyle dolmadı, şiddet, kötülük, mafya dolu diziler gündemimizi bulandırdı

Bu depresyon uzayıp gidiyor böyle, çözüm bir psikiyatrist ve biraz unutturacak ilaçlar mı?

 Geçen gün İnci Taneleri dizisinde pavyon müzisyeni söylüyordu’’ BOŞVER; GÜNÜNÜ GÜN ET ; BU DÜNYADAN HERKES ÖLÜ GİDECEK:’’ Diye doğru ölmeden bu dünyadan gidemezsin.

 Onun için unutalım, günü yaşayalım zaten balık hafızalı olduk.