Son günlerde artan hayvan sorunu vatandaşları bir hayli tedirgin ediyor. Bununla birlikte hayvanseverler ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Sokak hayvanlarına yardım edebilmek için adeta kendileriyle yarışıyorlar. Ancak sokakta bulunan binlerce sokak hayvanına hem manevi hem de maddi anlamda yetişemeyen hayvanseverler ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Son günlerde sokak köpeklerinin çocuklara ve insanlara saldırma haberlerinden dolayı vatandaşlar da haklı olarak öfkeli. Belediyelerin de sokak hayvanlarına yetemediği acı ama gerçek. Bu konuyla ilgili konuşan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği (KUHAYDER) Başkanı, “Bazı kişiler hayvan severim deyip bu işten rant kazanıyor. Onlar yüzünden de bu iş bu kadar uzuyor. Sokakta ki hayvanların mağduriyeti üzerinden para toplayan insanlar var. Örneğin bir hayvana araba çarpıyor onu alıp kliniğe götürüyor sosyal medyada o hayvan üzerinden para topluyorlar. Sokakta hayvan olmazsa o kişilerin de geçim kaynağı bitmiş olacak. Hayvanlar üzerinden rant sağlayanlara dikkat etmemiz gerekiyor. Doğuyorsa da bakımını sağlamak. Ben beş yıldır sokak hayvanlarıyla ilgili çözüm ürettim ama kimseye anlatamıyorum. Sokak hayvanları sorununu sadece devletin yapacağı bir iş değil. Hayvan severlerin, derneklerin devlet ile iş birliği yapıp doğal yaşam alanları oluşturacak. Oluşturulan yerlerde de hayvan severlerin görev almaları gerekiyor. Hayvanlar doğal yaşam alanlarında kısırlaştırılmalı. Devlet tek başına yapamıyor. Hayvan severlerinde gücü yetmiyor. Bizim derneğimiz sokaklarda başı boş dolaşan, hasta köpekler, yeni doğum yapmış köpekleri toplayarak doğal yaşam alanı oluşturduk. Biz bu köpekleri toplayarak 500’e yakın köpek 150 civarında kedi ile doğal yaşam alanımızı oluşturduk. Her gün besleniyorlar, güvenli bölgedeler, kulübeleri var. Kundu otelleri ile görüştük onlardan kalan yemekleri alıyoruz. Bu bir örnek teşkil etsin diye çok uğraştım. Sokak hayvanları gerçekten tehlikeli, uysalı da var tehlikeli olanı da var. Biz hayvanları düşünüyorsak, şehirden uzak olmayan, güvenli korunaklı, insanların gelip gidebileceği yerlerde toplamamız gerekiyor. Canlı örneğimizi de kendimiz oluşturduk. Devlet ile gönüllüler el ele verip öyle çözebiliriz. İslam ülkesiyiz biz hayvanları toplayıp kötü yüzlercesini bir yere tıkayıp o hayvanları birbirine parçalatmamalıyız. Türkiye’de barınak diye bir yer yoktur. Yasada geçici bakım evidir. Toplanan hayvanlar 5199’ncu yasaya göre belediyeler hayvanları bulunduğu yerde alıp kısırlaştırıp geri aldığı yere koymak zorundadır. Barınak olması için yeni bir yasa getirilmesi gerekiyor. Hayvanları toplayıp başka il sınırlarına koyuyorlar. Onlarda ya hayvanları öldürüyorlar ya da başka yerlere geri bırakıyorlar. Biz dernek olarak 500 hayvanı koruma altına aldık. Kısırlaştırıyoruz, sahiplendiriyoruz, okullarda öğretmenler öğrencileri getirip hayvan sevgisini aşılatıyorlar. Biz bunu tek başımıza yapıyoruz ama devlette destek atsa daha çok hayvana dokunuruz. Antalya’da ilk ve tek hayvanları toplayıp bakımlarını yapan dernek biziz. Devletimizin önce sert bir kanun çıkartıp hayvan üretim ve parayla alım satımı ya kapatıp ya da sert kurallarla incelemesi gerekiyor. Köpek sahipleniyorlar daha sonra bakamayıp sokağa atıyor. Bu köpekler böyle böyle çoğalıyor. Devletin kısırlaştırmaya çok önem vermesi gerekiyor. Biz Aksu bölgesindeyiz burada tek bir tane geçici bakım evi var. Orada da bir tane veteriner var. Tek bir veteriner kaç tanesini kısırlaştırabilir. Hayvanları oradan oraya götürmeyle bu iş çözülmez” ifadelerini kullanıyor. Ben açıkçası kendisine son derece katılıyorum. Hayvanlar oradan oraya sürekli bir taşıma olayı içerisindeler. O hayvanlara da yazık gerçekten. Ayrıca Başkan Ergülen’in dediği gibi bu hayvanlar üzerinden sağlanan rantlar oldukça fazla. İnsanlar artık hayvanların sağlığı ve beslenmesi için istenen paralara güvenmiyorlar. Zaten kendi ceplerine giriyor verdiğimiz paralar diyerek bağış yapmak istemiyorlar. Buna gerçekten bir an önce bir çözüm bulunmalı. En azından bir denetleme getirilmeli. Sokak hayvanları sorununa bir an önce çözüm bulunmalı.”