6 Şubat 1952 tarihinde tahta çıktığında, kimse onun Fransa Kralı Louis’ten sonra dünyanın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı ve tarihte en uzun süre hüküm süren kadın hükümdarı olacağını bilmiyordu.

Hırsı ve kibriyle 70 yıl 214 gün saltanat sürerek Kraliçe Victoria’nın saltanatını dahi geride bırakan bu isim Kraliçe 2. Elizabeth’ten başkası değildi. 1952- 2022 yılları arasında kadar bölgelerin bağımsızlık kazanması ve bazı krallıkların cumhuriyet olması için azimle çalışmış ve krallıkların sayısını artırmıştır.

70 yıllık hükümdarlığına başladığında yalnızca Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Pakistan ve Seylan’ın kraliçesi içen, 8 Eylül 2022 tarihinde Birleşik Krallık, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Pakistan, Seylan, Jamaika, Bahamalar, Grenada, Saint Lucia, Papua Yeni Gine, Saint Kitt ve Nevis, Solomon Adaları, Saint Vincent ve Grenadinler’i Belize, Antigua ve Barbuda ve Tuvalu’nın kraliçesi olarak öldü. 8 Eylül 2022’de ölmesiyle 70 yıllık hükümdarlığı sonra eren Kraliçe 2. Elizabeth’in ardından Birleşik Krallığın yani hükümdarı, veliaht Prens Charles oldu.

Peki Kraliçe 2. Elizabeth, 70 yıl süren tarihi hükümdarlığı süresince gerçekten Büyük Britanya için mi hizmet verdi yoksa yalnızca İngiliz Kraliyet Ailesi’ni devam ettirmek için mi hüküm sürdü? Eğer Birleşik Krallık için hizmet verdiyse, 116’sı öğrenci toplamda 144 Birleşik Krallık vatandaşının hayatını kaybettiği maden faciasında Galler halkı Kraliçe’den destek beklerken Kraliçe neden kazanın gerçekleştiği tarihten 5 gün sonra halkının yanına gitti? 21 Ekim 1966’ya gelindiğinde Galler’in güneyinde yer alan Aberfan Köyünden kraliyet ailesine, Kraliçe 2. Elizabeth’e doğru dehşet dolu yardım çığlıkları yükselmeye başladı. 21 Ekim günü Aberfan Köyü’nde meydana gelen maden faciası, 144 Gallerlinin ölmesine neden olurken, halk kazanın gerçekleştiği ilk günden itibaren kraliçesini yanında istediğini, kraliçelerinin desteğine ihtiyaçları olduğunu söylerken Kraliçe 2. Elizabeth’in ise 6 gün süren sessizliğinin sonunda facianın yaşandığı bölgeye gitmesi, kraliçenin Galler’deki saygınlığının önüne geçmiş ve halkı derin bir yalnızlık hissine sürüklemişti.

Peki Kraliçe 2. Elizabeth’in afet sürecini nasıl yönettiğini biraz daha detaylı inceleyelim. Takvimler 21 Ekim 1966’yı gösterdiğinde Galler’in güneyinde yer alan Aberfan Köyü’nde kraliyet ailesine, Kraliçe Elizabeth’e doğru dehşet dolu yardım çığlıkları yükselmeye başlamıştı. O gün, Aberfan Köyü’nde kraliyet ailesinin merhametsiz yüzünü tarihe geçiren ve 144 kişinin ölümüyle sonuçlanan heyelan felaketi meydana gelmiştir. 50 yıl boyunca bölgede bulunan Merthyr Vale Kömür Havzası’ndan çıkartılan toprak ve maden atıklarının Aberfan Köyü yakınındaki Mynydd Merthyr tepesine atılmasıyla biriken atık yığınının, günlerce süren aşırı yağış sonrasında sabah 09.15’te kayarak köydeki evleri altına alması, maden faciasının gerekçesi ve süreci olarak kayıtlara geçmiştir. Meydana gelen faciada 116’sı köyün ilkokulunda eğitim gören öğrenciler olmak üzere toplamda 144 kişinin hayatını kaybetmesi ve birçok evin kullanılamaz duruma gelmesiyle son bulmuştur. Toprak altında kalan halktan yalnızca 5 kişinin hayatta kaldığı facianın gerçekleştiği günden itibaren Galler halkı, Kraliçe 2. Elizabeth’i yanlarında görmenin onlara iyi geleceğini defalarca kez iletmiş olsa da Kraliçe 2. Elizabeth, bütün çağrılara 6 gün boyunca kulağını tıkamıştır. Aberfan faciası, İngiltere’nin en kötü maden kazalarından biri olarak tarihe geçti.

Kazanın meydana geldiği Aberfan Köyü zaten bir kömür madeni bölgesiydi. Bölgedeki Merthyr Vale Kömür Madeni, köy halkının hem yaşamını hem de ekonomisini etkiliyordu. Felaketin gerçekleştiği güne kadar madende pek çok ufak kaza meydana gelmişti. Kazanın kraliyet ailesinin ihmali yüzünden gerçekleştiği iddiaları da tam olarak buradan itibaren orta atılmaya başlandı. Aberfan Köyü’nde yaşayıp Merthyr Vale Kömür Madeni’nde çalışan halk, meydana gelen kazaların ve toprak kaymalarının ileride daha köyün sonunu getirecek kazayı öngörmüş olduğu düşünülüyor ki defalarca kez krallığa haber yollamışlardı. Halk meydana gelen ufak kazaların bir süre sonra daha büyük sorunlara yol açacağını, hatta belki de sonlarını getireceğini söylemişti ki öyle de oldu.

Felaketin yaşandığı gün köy halkı, maden işçileri, kurtarma ekipleri, çevre köy ve kasabalardan gelen gönüllüler tarafından kurtarma çalışmaları başlatılsa da ne yazık ki enkaz altında kalanlardan yalnızca 5 kişi canlı olarak çıkarılmıştı. Kraliyet ailesinin senelerce kulağını kapattığı Merthyr Vale Kömür Madeni sorunu sonunda artık önüne geçilemeyen bir felaket olmuştu. Facianın altından toprak altında kalan 149 kişiden yalnızca 5’i hayatta kalmış ve hayatta kalanların, defalarca kez söylenmesine rağmen gerekli önlemleri almadıkları için İngiliz Kraliyet Ailesi’ni ve Kraliçe 2. Elizabeth’i ölene kadar affetmedikleri söylentisi hızla yayıldı.

İngiliz Kraliyet Ailesi ve Kraliçe 2. Elizabeth’in 20. yüzyılda Buckingham Sarayı’nda sıkça davetler düzenlemesi, İngiliz Uluslar Topluluğu Ülkeleri’ne sık sık ziyaretler gerçekleştirmesi ve sözde Kraliçe’nin daha yoksul ülkelerle arasındaki ikili ilişkileri geliştirmek için çaba sarf etmesine rağmen neden felaket yaşandıktan ancak 5 gün sonra, 26 Ekim 1966’da Aberfan Köyü’ne gittiği hala net bir cevap bulabilmiş değil. Ancak Birleşik Krallığın geçmişte de kimi trajik olaylarda halkını yalnız bırakma emsallerinin olması, facianın ardından Galler halkı tarafından İngiliz Kraliyet Ailesi ve Kraliçe 2. Elizabeth’e olan sevginin yerini nefret ve kırgınlığa bırakmasını kolaylaştırmıştır. Birleşik Krallık Kraliçesi 2. Elizabeth’in Galler Maden Faciasının altıncı gününde halkın çağrılarına cevap vermesi üzerine tartışmalar hala devam etmekte, ortaya atılan iddialar sıklıkla şekil değiştirmektedir.