Tek dünya devletinin barış ve huzur getireceğine inanmayan arkadaşlarım buna gerekçe olarak zaten huzursuzluğun kaynağı küresel emperyalizm yani küresel sermayedir.

Bunların kuracağı bir dünya devleti barış ve huzuru getiremez. Çünkü şu andaki tüm olumsuzlukların kaynağı kendileridir. Dünya devlerinin kuracağı tek dünya devleti insanları düşünmeyen robotlara çevirebilir diye endişelerini belirtmektedir.

Bana göre de bu bakış açısı oldukça doğru bir yaklaşımdır. Çünkü bugün dünyadaki insani ve ahlaki çürümüşlüğün ve her tür kötülüğün nedeni küresel sermayedir. Bu yüzden elbette ki küresel sömürücülerin kuracağı bir tek devlet insanlık için kötülüğü katlamak anlamına gelir.

Fakat ne var ki küresel sermayenin zaten böyle dünyanın birleşmesi ve tek merkezden yönetilmesi gibi bir sorunu ve çabası yoktur. Aksine onlar dünyanın parçalanmış yapısını sürdürmek ve daha fazla paraya bölmek istemektedir. Onlar kendi istedikleri ekonomik birliği sağlayıp dünyayı TEK PAZAR haline getirmişler ve bunu kullanarak ulus devletlere istedikleri biçimi vermekte ve istedikleri şekilde yönetmektedir. Dünyanın tek devlet olmasında bunların bir çıkarı yoktur. Bunlar zaten tek devlete şiddetle karşıdır.

Dünyanın tek devlet halinde birleşerek tek merkezden yönetilmesinde çıkarı olanlar sömürülen ulus devletlerin vatandaşlarıdır. Fakat maalesef sömürülen ve açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilen ulus devletlerin vatandaşları, tek devlet halinde tek merkezden yönetim konusunda küresel sermaye ülkelerinde yaşayan ahlak ve vicdan sahibi insanlar kadar bile inançlı ve istekli değildir. Oysa dünyanın birleşerek tek merkezden yönetilmesini istemek ve buna inanmak parayla pulla ilgili olmayıp bedavadır. Buna inanmakla kimse bir şey kaybetmez. Ama mevcut dünya düzenini sürdürmek için trilyon dolarlar harcanmakta ve sonucu insanlığın %90’nı %3-5’lik bir kesimin keyfiyetine bırakmaktır.

Bu yüzden dünya birliğini savunmama karşın benim de tez zamanda bunun gerçekleşeceğine dair inancım yoktur. Ama benim inancımı sarsan olay ne küresel güçler ne silahlar ne ordular ne de maddi olanaklardır.  Beni umutsuzluğa sevk eden tek şey insanların buna inanmamasıdır. Birliğin tüm masrafı maliyeti sadece inanmaktır. Çünkü insanların yarısı buna inansa dünya birliğinin sağlanması bedava hiç masrafsız ve kolayca kurulabilecektir. Fakat maalesef insanlar buna inanmanın ağır bir maliyeti var gibi, ya da buna inanmanın ayıp ve aşağılayıcı bir hali var gibi inanmıyor ve olmaz öyle şey diyorlar.

Ah, ne yazık ki inanç söz konusu olduğunda para pul güç hiçbir şey fayda etmemekte ve bunu değiştirmek atomu parçalamaktan daha zor hale gelmektedir. Fakat böyle de olsa ben fikrimi savunmayı sürdüreceğim. Çünkü sömürüde bıçak kemiğe dayandığında insanlar bir çıkış yolu aramak zorunda kalacaktır. Şu anda sömürülen dünya aynı Türkiye gibidir. Rahatsızdır, huzursuzdur ama nedenini tam keşfedememiş ve hala düzeleceğini sanmaktadır. Fakat ezilen ve sömürülen yalnızca insan değil doğa da bu aşırı vahşi sömürüye tepki göstermeye başlamıştır. Doğanın tepkisi çok daha sert olacak, gıda ve su dünyanın en stratejik maddeleri olacaktır. Onun için ya dünya birleşip tek merkezden yönetilerek hem insanlığı ve hem de doğayı kurtaracak ya da dünya yaşanmaz hale gelerek insanlığı üzerinden atacaktır.

Bunlar benim bu konudaki düşüncelerim olup kimse kendi düşüncesine saygısızlık olarak kabul etmemelidir. Zaten bunlar kesin doğrudur gibi bir iddiam da yoktur. Aslında bir dünya vatandaşı olarak bir çıkış yolu arıyoruz. Her düşünce saygıya değerdir. Her düşünceye saygım olduğu gibi farklı düşünceler benim bu alandaki düşünce dünyamı genişletmekte ve aydınlatmaktadır. Bu yüzden düşüncelerini belirten herkese teşekkür diyorum.