Bugün bir emeklinin aldığı maaşının yetip yetmediğine bakacağız hep birlikte. 2024 yılı emeklinin yılı olacaktı. Bence tam bir hayal kırıklığı oldu. Emeklinin ekonomisi dibe çöktü. Mutfaklar harabeye döndü.
Antalya’da pazarlar ve marketler çok pahalı. Ekonomik kriz her geçen gün artarken vatandaşların, mutfak masrafları artıyor. Peynirin kilosu 140 TL, zeytinin kilosu ise 150 TL kahvaltı yaparız demekte hayal oldu. Domates 50 TL, soğan 17 TL, mantar 70 TL, kabak 40 TL, patates 20 TL, kırmızı kapya biber 80 TL, dolmalık yeşil biber 80 TL, salatalık 25 TL, patlıcan 70 TL, pırasa 40 TL, havuç 30 TL, kırmızı lahana tanesi 20 TL, Karnabahar tanesi 35 TL’yken emekli maaşıyla nasıl alışveriş ederiz. Herhalde tane ile alarak. Ev kiraları 8 ile 10 bin TL arası. Gel de bir emekli maaşıyla geçin.
Bu sistem ister istemez bir emekliyi çalışmaya sürüklüyor. Tam emekli oldum yiyip, içip, dinlenip gezeceğim derken çalışamaya devam etmek zorun da kalıyoruz. Daha kötü günler ilerde dememek için kendimi zor tutuyorum. Emekli için hobi bahçeleri, emekli kahvehaneleri yapılıyor, bu insanlar ne yiyip ne içiyor. Hobi düşünecek vakitleri var mı? denmiyor.
İki patlıcan, iki kabak 4’e bölünmüş karnabaharın bir parçası, bir kilo domates, 100 gr zeytin ve yarım kilo peynirle çoğu zaman pazardan döner olduk. Pazar arabalarımız tıklım tıklım dolarken şimdi pazar arabasını götürmüyoruz. Elektrik parası, su parası, telefon parasını saymıyorum. Bir emeklinin yaşayan ölü hale gelmesi içler acısı durumda.
Ne yazık ki günümüz Türkiye’sinde tek emekli maaşıyla yaşanmaz. Yılbaşında emekliye verilen zam daha cebimize girmeden sevinemeden zamlardan dolayı eridi gitti. Emeklinin gözü şu an ikramiyede. Acaba alacağı ikramiye ile rahatlar mıyım diye kara kara düşünür oldu. Sosyal medyada bir video izledim. Kadın emekli 11 bin TL emekli maaşı alıyor. Ev sahibi kiracısının kapısına geliyor. ‘Kira 10 bin TL olacak’ diyor. Kadın ‘Ben zaten o kadar maaş alıyorum ne yaparım ne yerim’ diyor. ‘Oğlumla konuşayım’ diyor ve oğluna gidiyor. Oğlu ‘Anne ben sana bakamam kalacak yer yok kız kardeşime git’ diyor. Kız kardeş ben el oğlunun elindeyim ben bakamam, abimle konuşayım diyor. Kızı annesine ne dediyse aynısını abisine diyor. Ağabey odanın birinde biz birinde çocuklarım yatıyor. Huzur evine gitsin diyor. Anne üzgün sokağa dönüyor ve diyor ki ‘Ben ikisini de büyüttüm besledim baktım onlar bana bakamadı’ diye ağlıyor. Anlayacağınız bu yaştan sonra çocuklar bile anne, babalarına bakmaz. İnsanoğlu çiğ süt emmiş. ‘Neydim Ne oldum Ne olacağım?’ Yarınımız bize neler getirecek hiç belli değil. Mal varlığım yok, 10 bin TL ile beni hangi huzur evi bakar acaba diye kafamda deli sorular var. Allah tüm emeklilerin yardımcısı olsun.