Birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli bulunan Simena Antik Kenti’ne ve Kaleköy’e karayolu ile direkt ulaşım yok. Ya arabanızı park ettikten sonra bir patikadan 15 dakikalık bir yürüyüş yapıyorsunuz ya da denizden geliyorsunuz. Bu nedenle Kaleköy ülkemizin en özel yerlerinden birisi. Eğer labirent gibi sokaklarda kaybolmak, keçi sütünden yapılan dondurmaların tadına bakmak, Likya tarihini yaşamak, dalga seslerini dinleyerek huzura ermek, UNESCO Karma (Doğal ve Kültürel) Miras listesinde yer alan Kekova’nın tadını çıkarmak istiyorsanız Kaleköy sizin köyünüz olacaktır. Kekova aslında Teke Yarımadası açığında bulunan kayalık bir ada. Ancak Kekova ismi günümüzde Demre ve Kaş arasında kalan Kaleköy, Üçağız, Kekova Adası’nı kapsayan körfez ve ana kara kıyıları coğrafyası için kullanılıyor. Kekova Adası’nı ve çevresindeki kıyıları kapsayan 260 km²’lik bu özel bölge, 1990 yılında Kekova Özel Çevre Koruma Alanı ilan edilerek koruma altına alındı. Bölgede sadece Kekova Adası’nın tam karşısında yer alan Kaleköy ve Üçağız köylerinde yerleşim var. Simena Antik Kenti’nde yerleşim M.Ö 4. yüzyılda başlamış. Likya egemenliği altında iken küçük bir şehirmiş. Bölge Roma İmparatorluğu’na katıldıktan sonra bağımsız bir şehir olarak yaşamını sürdürmüş. Simena Antik Kenti küçücük bir yer olmasına rağmen sizi tatmin edecek doğal ve tarihi güzelliklerle dolu. Buraya geldiğinizde kafelerde soluklanabilir, ara sokaklara dalıp yöre kadınlarının el işi ürünlerinden satın alabilirsiniz. Biz geldiğimizde I’m Here Cafe’de eşsiz manzarada kahvaltı ettik, üstüne bir de keçi sütü ve taze meyvelerle yapılan dondurmanın tadına baktık. Simena Antik Kenti küçücük bir yer olmasına rağmen sizi tatmin edecek doğal ve tarihi güzelliklerle dolu. Buraya geldiğinizde kafelerde soluklanabilir, ara sokaklara dalıp yöre kadınlarının el işi ürünlerinden satın alabilirsiniz. Biz geldiğimizde I’m Here Cafe’de eşsiz manzarada kahvaltı ettik, üstüne bir de keçi sütü ve taze meyvelerle yapılan dondurmanın tadına baktık. Eşsiz bir Akdeniz manzarası izlemek istiyorsanız biraz basamak tırmanmayı göze alıp Kale’ye mutlaka çıkmalısınız. Gördüğünüz manzaraya fazlasıyla değeceğine emin olabilirsiniz. Simena Antik Kenti’nde deniz ve kale arasında Likya dönemine ait pek çok lahit göreceksiniz. Kekova’nın kalbinde yer alan antik kente geldiğinizde denizden de civarı keşfetmenizi öneririm. Bir zamanlar yaşamın olduğu yerlerin şimdi sular altında kaldığını görmek sizi fazlasıyla etkileyecek.