Bazen kaçıp gidesi geliyor insanın uçsuz bucaksız ovalarda koşturmak, denizlerde yelken açmak ya da yelin saçlarda dolaşması… İçinse özgürlük, zihnin sınırsız bir uçuşunda saklıdır. Peki ya bedenimiz? Dört duvar arasında hapsolmuşsa? İşte o zaman özgürlük nerededir?
Bir odaya sıkışıp kalmak, yaşamın akıp giden ırmaklarını bir pencereden izlemek, bireyi bazen umutsuzluğa götürüyor ancak özgürlük, her zaman dışarıda ulaşması gereken yerde olmaya biliyor. Bir kitapta, bir çizimde, bir şarkıda bulmak…
Sınırları aşmak gerekiyor. İzlemek, keşfetmek, incelemek gerekiyor. Özgürlük her zaman dışarıda, ulaşılması zor bir yerde değil içimizde bir yerlerde…
Dört duvarda ömrün geçmesi de zor, fiziksel ve zihinsel içsel bir yolculuk yapılmazsa artık bitmişlik ortaya çıkacak.
Huzur bulmak gerekiyor… Özgürlük gerekiyor insana, mutluluk gerekiyor… Ve belki de asıl gereksinimiz o düşleri anımsak, bir çocuğun o durgun, sınırsız özgürlüğü…
Her birimiz yaşamın bir köşesinde, bir odaya çekildiğinizde, özgürlüğü nerede aramamız gerektiğini unutmamalıyız çünkü dört duvar, yalnızca dışımızdaki bir sınır. Asıl olay içimizdeki sınırları aşmak…