Merhaba,

Bir bilet alırsınız uzaklara, ama zaman sanki yavaşlar, bir türlü yolculuk zamanı gelmez. Ardından bavulunuz, çantalarınız derken hazırlıklar tamamlanır ve yola çıkılır. O nasıl güzel bir heyecandır. Sanki hiç geri dönmeyecekmiş gibi ardınıza bile bakmadan çıkarsınız o keyifli yolculuğa. Zaman hızla akıp geçer mutlu yolculuklarda! Ve yine dönüş yolculuğu başlar, ardından içimiz hafif buruk. İş, ev ve birçok sorumluluk yine seni beklerken hiç dönmemek istersin geriye. Yolculuğun ilk adımındaki heyecan bitmiş, yorgun bir bedenle dönmüşsündür eve. Bavulu boşalt, çamaşır yıka, iş stresi derken hiç yolculuğa çıkmamış duygusu sarar bedenini. Sanki bir rüya görmüşsündür ve uyandığında zaten her şey aynıdır… Ben her yolculuk sonrası bu hisle yaşıyorum. Bilmiyorum benimle hem fikir misiniz?

Aslında ben yolculuk yapmayı, yeni yerler keşfetmeyi, yeni dostluklar kurmayı seven biri olarak yaşadığım şehirden uzaklaşınca, dünyaya uzaydan bakan astronotlar gibi hissediyorum kendimi. İyi ve kötü yanlarını görüyorum yaşadığım yerin, dostluklarımı tartıyor biçiyorum, kendimle yüzleşiyorum. İşimle aramdaki bağı ölçümlüyorum, en çok görüştüklerimi ve bir gün yaşadığım yerden tamamen gitmeye karar versem ne kadar özleyeceğimi. Ben gitme duygusunu çok seviyorum dönüp dönmemek inanın hiç önemli değil. Hatta keşke o kadar uzun bir yolculuk olsa ve özleyerek dönsem geriye.

Tren ve otobüsle yapılan yolculukları daha çok seviyorum. Yolcuğun ve ulaşmanın tadını çıkarıyorum uzun yollarda. Dağları, yolları, güneşin doğuşunu ve batışını izliyorum. Ve her defa başka bir heyecanla izliyorum bu anlattıklarımı.

2023 yılının son günlerinde resim çalıştayı için gittiğim Ankara Kars yolculuğumu Doğu Ekspresine ile yaptım. Hayatım boyunca bende iz bırakan en güzel yolculuktu diyebilirim. Vagonlar arası yürümek, yemek vagonunda çay keyfi yapmak, farklı illerin garlarında iki dakika bile olsa oranın toprağına basmak, soğuk havayı içine çekmek ve yine aynı ritimle yola devam etmek. Tren camından hava kararıncaya kadar izlenen manzaralar. 26 saatlik içi samimiyet ve yurdum insanıyla dolu yolculuk. Onca saat gittikten sonra bile inmek istemediğim daha da öteye gitmek istediğim hayatımın en anlamlı yolculuğunun bende bıraktığı anılar. Ve unutulmayacak görseller…

Eminim sizin etrafınızda da evden çıkmayan, konfor alanını bozmayan birçok arkadaşınız vardır.  Kaç metre kare ise o ev onun içinde dönüp duran yaşamlar ve evden uzaklaşmayanlar… Çoğunuzun bildiği bir söz “ ölmek için yaşamak “. Sadece bu sözün ışığında bile hayatla yüzleşmek, gezmek görmek, yaşamak lazım. Bırakın uzun yolculuklara çıkmayı, hala keyifle yürünebilen Antalya’nın bazı caddelerinde gezmek bile insanın hayata bakışını değiştirir diye düşünüyorum.

Gezmeyi seven yanımla minik bir bavulla dünyayı gezmeye çıkmak ve uzun süre dönmemek isterdim. Dönmemek için uzaklara gitmek ve dünyanın keyfini yerinde çıkarmak isterdim. Gülmeyin ama seneye milli piyango bana çıkacak ve ben uzun yolculuklarımı anlatacağım size buradan. Ne demiş büyüklerimiz önce niyet etmek lazım….

Gezecek yerlerimizin çok olması ve güzel anılar biriktirmek dileğiyle yaşanacak nice güzelliklere…

Her değişime ayak uyduran doğanın bilgeliği ve sanatın ışığında yeniden görüşene dek sağlıkla ve sevgiyle…