Hadi gelin, şöyle içten bir konuşalım. Şu ünlü göbek yağı var ya işte o yağ öylece önümüze çıkmadı. Oraya farklı yollardan gelmedi, oraya bir öykü ile geldi.
Aslında iş, bedenimizin biraz fazla konuksever olmasından kaynaklı, siz bir dilim daha baklava yerken ‘n'olacak?' diyorsun, gece yarısı pizzaya mideye indirirken, beden de diyor ki ‘bana güç lazım bunu bir köşeye koyayım’ diyor. Bir bakıyorsunuz o göbek büyüyor.
Yalnızca yemekler suçlu değil, bunalım, iş koşuşturmacası yaşamın etkileri derken giderek büyüyor ve sonunda gözle görülür hale geliyor.
Bunun çözümü elbette ki var, öncelikle baştan bir yemek kontrolü ardından şekeri kesme, kilo yapan yiyeceklere ‘güle güle’ diyerek yürüyüşten, koşudan hiç ödün vermeden devam etmek gerekiyor.
Zaman içerisinde o göbek kaybolacak, beden kendine gelecek ve ‘oh be’ diyerek, tüm yüklerinden kurtulmuş olacak. Denedikçe her şey olur, inanın bana…
Bir de unutmayalım; herkesin bedeni ayrıdır. Genetik yapısı ayrıdır ve ona göre beden şekillenir. O inatçı misafirleri göndermek mümkün, korkmayın spor yapın ve gücünüze güç katın.
Şöyle deyin; “Ben göbeğimden daha güçlüyüm.”