Sürekli yakın gelecekten, yapay zekadan, yüksek teknolojinin bizi taşıdığı dijital yaşamdan, akıllanan ev eşyalarından ve bunların beraberinde getirdiği tehdit ve tehlikelerden bahsederek sizleri korkutmaya çalıştığımı düşünüyor olabilirsiniz. Amacım -henüz semtinize uğramasa da- dijital dünyanın risklerinden, siber korsanlardan, ‘hack’lenmekten bahsederek canınızı sıkmak değil. Bir anlamda erken uyarı sistemi gibi sizleri önceden farkında olmaya ve önlem almaya davet ediyorum.
1965-1980 yılları arasında doğduğu varsayılan X kuşağının çok azı dijital göçü yaşadı ve yeni dijital yaşamın yakınında kendine yer edinebildi. Aslında bu kuşak temel bilgi ve değerler anlamında en tutarlı ve en donanımlı kuşak olarak bilinir. Çünkü Modern dönemin değerlerini ve disiplinini özümsemiş son kuşaktır. İçimizde radyodan ve telsizden başka hiçbir teknolojik cihazın ortalıkta olmadığı dönemde doğanlar var.
Ve bir gün televizyon geldi. Siyah-beyazdı. Tam olarak şöyle oldu:
TRT'nin ilk spikeri Nuran Devres "Burası üçüncü bant beşinci kanaldan deneme yayını yapan Ankara Televizyonu. Bugün 31 Ocak 1968. Bu akşamki denemelerine başlıyoruz."
İnsanlığın aya ayak basmasından 7 ay 20 gün önceydi.
Kimin televizyonu varsa bütün mahalle çoluk çocuk gider televizyonun karşısına otururduk. Hiçbir televizyon sahibinin salonun ortasında yerde oturmuş 15-20 çocuğa, kanepelerdeki bir o kadar anne babalarına, açık pencerede ve kapıda dikilmiş televizyonu izlemeye çalışan (abartmıyorum) 50-60 kişiye karşı en ufak bir tahammülsüzlük gösterdiğine tanık olmadık. Aksine güçleri yettiğince ikramlar yapmaya çalışırlardı.
Sonra kanal sayısı arttı ve televizyonlar renklendi. Bunlar o dönemde bizleri sarsan inanılmaz gelişmelerdi. 1981’de renklenen televizyonlarımız ABD’de 1950’den beri renkliydi.
Bizden sonraki Y kuşağı renkli televizyonla doğdu. Belki de bu yüzden onlar dijital yaşama daha hızlı uyum sağladılar.
Son zamanlarda sık sık dile getirilen bir söylem var. O dönemin lise mezunları bugünün üniversite mezunlarından daha bilgili ve donanımlı. Polemik konusu olabilecek bu söylemin muhatabı X kuşağı. Televizyonlardaki tartışma programlarını izlerken “Bu adam nasıl profesör olmuş? Koskoca uzman ne saçmalıyor?…” gibi tepkileri sıkça duyuyoruz. Serzenişlerin birçoğu haklı olsa da bir kısmı oportünist kişiliklerin çıkar sağlamak için televizyon ekranlarından halkın algısını iğfal etmesinden başka bir şey değil. Yani bazıları belki bilgisiz değil. Ama kesinlikle ahlaksız.
Yazımız X kuşağı güzellemesi değil. Ancak kuşağımızın geçirdiği zorlu süreçleri de göz ardı edemeyiz. Bakın, nasıl ateş çemberinden geçmişiz?
Modern dönemden Postmodern döneme;
Basit, sade ve safça yaşamdan vahşi kapitalizmin kurtlar sofrasına;
Sıfır teknolojiden dijital harikalar diyarına;
Mutlu yoksulluktan mutsuz zenginliğe…
Sosyal, ekonomik ve kültürel şokların hepsini yaşayarak test edilmiş bir süper kuşak olduğumuzu belirtmek zorundayım.
Bütün bu şoklar bizi paramparça etti. Kimimiz hiçbir şeyden haberi olmadan kırsalda geleneksel yaşamını sürdürürken, kimimiz bir tarikatın pençelerinde aklını yitirdi. Kimimiz dünyanın önde gelen bilim merkezlerinde önemli buluşlar yaparken, kimimiz küresel şirketlerin başına geçti. Bu kuşak her şeyi yaptı. Ama en çok yaptığı şey “tanık olmak”. İşte bu yüzden bu kuşak her şeyi bilir.
Şimdi de X kuşağının dijital göçü tamamlayıp bilgi çağının yüksek teknolojilerine uyum sağlamasını bekliyoruz. Başarabilir miyiz? Mecburuz, çünkü yeni dijital yaşamda siber korsanlar av peşindeki yırtıcılar gibi iştahla bekliyorlar.
Bankanıza benzeyen sahte internet siteleri yaparak, merak uyandıran bir mesaja tıklamanızı sağlayarak, zayıf şifrelerinizi saniyeler içinde kırarak, kısa zamanda yüksek kazanç teklifleriyle gelerek kullandığınız teknolojik cihaz ve bağlı bulunduğunuz ağlarınız üzerinden sizleri ‘hack’leyecekler.
Tuşlu telefon mu kullanıyorsunuz? O zaman da sizi polis/jandarma/savcı kılığında telefonla arayarak birikimlerinizi elinizden almaya çalışacaklar.
Bu yüzden sürekli bunları yazıyorum ve insanlarımızı uyarıyorum. Korkmayın. Farkındalığınızı artırın. Cihazınızın ve kullandığınız uygulamaların özelliklerini öğrenmeye çalışın. Başarabilirsiniz. Sağlıcakla…