Nükleer kirlenme ve doğum felaketlerine “Dünya Birleşirse Savaşlar Biter” adlı kitabımın Kazakistan bölümünde ayrıntılı olarak değinmiştim.
Orada da bir nükleer mağduru Karıpbek Kuyıkov’u ele almıştım. Nükleer deneme mağdurları anısına resim sergisi düzenleyen Karıpbek Kuyıkov, Semey'den 100 kilometre uzaklıktaki bir köyde kolları olmadan doğduğunu ifade ederek:
"Doğduğumda annem üç gün boyunca yanıma yaklaşamamış. Sonra doktorlar babama, iğne yaparak beni öldürme teklifinde bulunmuşlar. Babam bunu reddetmiş ve beni eve götürmüş. Bana hayat verdiği için babama teşekkür ederim." diye konuştu.
İnsanların nükleer denemelerin etkisinin farkında olmadığına işaret eden Kuyıkov, şunları söyledi: "Annem, patlamadan çıkan ışığın güzel bir manzara oluşturduğunu, denemenin ardından ilginç yağışların başladığını anlatıyordu. Anlaşılan insanlar radyasyonun ciddi zararı olduğunun farkına varamamışlar. Nükleer deneme yapıldığı bilgisine yer verilirken, radyasyonun etkisiyle ilgili haberlere yer verilmemiş.
Denemelerden sonra kanser vakalarının arttığını belirten Kuyıkov, nükleer deneme öncesi başka yerlere götürülen ailelerin döndükleri zaman sokaklarda tüysüz kalan veya ölen hayvanlar bulduklarını dile getirdi. Semey'de radyasyondan zehirlenen yiyecek ve içeceklerin insanlarda kanser vakalarının artmasına neden olduğunu belirten Kuyıkov, şöyle konuştu:
O dönemlerde yapılan nükleer denemelere ilişkin bilgilerin gizli tutulduğuna dikkati çekerek "Doktorların hastaya teşhis koyması yasaktı. Patolojiyle doğan ve ailesinin istemediği çocuklar hastanelerde iğne yapılarak öldürülüyordu." dedi.
İnsanlara nükleer silahın ülkenin huzuru için gerekli olduğu gibi yanlış bilgilerin verildiğini anlatan Kuyıkov, sıradan insanları kimsenin düşünmediğini vurgulayarak "Hayatımı nükleer silah denemeleriyle mücadeleye adadım" dedi. 3 Ocak 2012
Yeryüzüne, yerin havasına, suyuna, toprağına bu ihaneti yapanlar, savunmasız sivil insanlara bu vahşeti layık görenler, yeryüzünde utanmadan nasıl insanım diye dolaşabilmektedir? Yapılanların ahlaki bir açıklaması olabilir mi? Bu denli insanlık dışı vahşi, alçak, vicdansız ve utanmaz bir devlet çıkıp da bir de medeniyetten hak ve hürriyetten bahsetmeye nasıl cesaret edebilmektedir.
Edebilmektedir çünkü dünyaya güce dayalı çıkar temelli devletler sisteminin orman yasası egemen. Çünkü ormanın geçerli kuralı gücü, gücü yetenedir. Altta kalanın canı çıksın kuralıdır. Dünyaya insani, ahlaki vicdanları rahatlatacak sistemin egemen olması için dünya birleşmeli ve tek merkezden yönetilmelidir.