Merhaba Sevgili okurlarım.

       Eğitim üzerine yaptığımız söyleşiler devam edip kıssadan hisse bazı püf noktaları ile buluşacağız. Şimdi Atatürk’ün sözlerine dikkat etmemiz lazımdır.

       Milli Eğitim programımızın, Milli Eğitim siyasetimizin temel taşı, cahilliğin yok edilmesidir. Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz…

     Milli Eğitim´in gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir.

       LİSE VE YÜKSEK ÖĞRETİM PROGRAMLARI: Liselerin temel işlevi üst öğretime hazırlamaktır. Üzgünüz ama söylemeliyiz, okumuş, yazamayan insanlar yığını. Düşüncelerini, emeklerin, enerjilerin lüzumsuz ve kapitalist sistemin pençesine atmaktadır. Kısa zamanda nasıl zengin olurum? Hangi yabancı ayakkabıyı giyerim, hangi Fasd-Foud yiyeceği yiyebilirimin peşindedir. Hangi kızı nasıl kandırırım? Hayvani dürtüleri ön plana çıkar. Gelecek planlaması yoktur. Ekmek elden su çeşmeden. Aşk mektubu yazamaz. Çünkü sınıfları her yıl geçmiş. Babası anası çocuklarım hür ve kaygısız yaşaması için her türlü nimeti vermiş. Yaşamın zorluklarını tatmamış. Lise öğrencilerini öyle programlar veriyoruz ki, genç duvara bir çivi çakamıyor” ahlaklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmeyi beceremedik.

       Orta okullarda öğrencilerimizi yeteneğine göre okullara yöneltme yapılamadı. Karakterine gelince kaypak, tutarsız delikanlıları saldık çayıra. Lise programında hem üst  eğitime hazırlamalıyız hem de  ahlaki formasyonu, meslek iş bilirliği ve bitirmeyi, kudretli olmayı geliştirmeliyiz.

       Bu günkü imam-Hatipliler gibi, onlardan üstün Kuran-i Kerim, din dersi Felsefe ve mantık dersleri her sınıf seviyesine uygun olarak verilmeli.  Fen Bilimler göz ardı etmeden. Deneysel yaklaşım olarak da günün yirmi dört saat okul laboratuvarlarını açık tutmamalıyız. Böylece Cumhuriyet ve laikliğimizi koruyup yaşatmalıyız.

        Din derslerinde Kurandaki lafı ile açıklamalı. Türkçe Kuran okuyabilmelidir.

       İmam-Hatip okullarından ve de Liseyi takiben programları takip etmeli. Bunun için toplumsal güven, geliştirmeli, seferberlik ele alınmalıdır.  İlahiyat Fakülteleri Kuran-İ kerimi okuyamayan anlamlandıramayanı öğrenci olarak almamalıdır. Okullarının programına göre yapılmalıdır.

       Üniversiteler dört duvar yapılarak işte fakülte denmemeli.er türlü teknik ve öğretimine gerekli araç gereci olmalıdır. Her vilayete fakülte açılmamalıdır.

       Devletimizin baki kalması için başta yöneticiler olmak üzere taşın altına elini koymalıdır.

        İmamlar, cami Hocaları sadece bir memur değil, örnek insan olmalıdır. Din görevi alan kişiler dini para ile satmamalı.  Atatürk diyor ki:

           “Milli eğitimde süratle yüksek bir seviyeye çıkacak olan bir milletin, hayat mücadelesinde maddi ve manevi bütün kudretlerinin artacağı muhakkaktır.”

        ….

        Hoşça kalın.