Yaşamınızın bir kısmında mutlaka başınız gelmiştir. Elinizde bir iş, kafanızda bin tilki bu tilkiler hiç susmuyor. İşte odaklanamama dediğimiz bu güzide sorun tam da burada devreye giriyor. Peki, neden bu kadar zor odaklanıyoruz. Ve asıl soru niye odaklanmak bu kadar yorucu?

Şahsen ben de bu kulübün daimi üyelerinden biri sayılırım. Yazıya başlamadan önce bir çay içeyim dedim o sırada masayı topladım, eski notlarıma baktım ve çay soğudu. Elimde bir hiç kaldı.

Odaklanmak, aslında günümüz dünyasında bir süper güç gibi bir şey artık. O sosyal medyanın içine dalıp her şeyi kenara bırakıp hiçbir şey odaklanmamak bizi yoruyor. Buna en iyi örnek ‘Kayıp Balık Nemo’daki Dory’yi verebilirim. Kendisi de benim gibi şeye tam odaklanamıyor. Son zamanlar da bu durum giderek artıyor kimse de farkına varmıyor zaten.

Bunun içinde kendinizi suçlamayın çünkü gün içinde kısa bir süre bile bir şeye odaklanabildiyseniz, bu bile başarıdır. Üstelik bazen odaklanamamak da bir fırsat olabilir. Yeni şeyler düşünmek, yaratıcı olmak, hatta durup biraz kendinizle kalmak için bir alan yaratır.

Bazen amaç yalnızca işe odaklanmak değil, yaşama da biraz dikkat kesilmeli insan… En güzel şey odaklanırken zihni boş bırakmak ve o işe kendini kaptırmak….