Su, görünüşte sıradan bir sıvı gibi dursa da yaşamın ta kendisidir. O yaşamın her zerresinde bulunuyor, varlığını hissettiren ve doğanın sessiz kahramanı olarak karşımıza çıkar.
İnsan, susuz bir yaşamı hayal edemez. İlk bakışta su içen, ihtiyacımızı bir parçası görünse de öyle olmadığı açıktır. Toprak su olmadan yaşayamaz, bitkiler büyüyemez, hayvanlar nefes alamaz, bizler var olamayız. Su yaşamın kendisidir ve bunu herkes bilir.
Su göğün katmanları arasında dolanıp yaşamımıza giriş yapar, tıpkı yeniden açan bir güneş gibi, bizi besler. Bu varlığı sürekli tüketiyoruz ve yok etme tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyoruz.
Su olmadan yaşamın var olamayacağı gerçeğini kendimize soramıyoruz. Suyu iyi kullanmazsak yok oluruz. İnsanın geleceği, yaşamın geleceği yok olur.
Birkaç dakika durup bir bardak suya bakmayı deneyin onun berraklığına, dinginliğine ve hafifliğine dalın ve gerçeği görün. Su olmadan bir hiçiz.
Hepimiz bu suyun bir parçasıyız ve onu sevmezsek, korumazsak bizi yok edecek!
