Sevgili okuyucularım. Türkiye’nin Ortadoğu’suna yolculuğumuza iki yazılık bir aradan sonra yine devam edeceğiz. Şimdi arayı fazla uzatmadan geçtiğimiz kitap fuarının bir değerlendirmesini yapmak istiyorum.

Bu yıl Antalya Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği 14. Antalya kitap fuarı 25 Ekim-3 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Fuarın geçen yıllardan pek farkı yoktu. Yine Antalyalı yazarlar “Yerel Yazarlar” diye adlandırılan çadırlara (piramidin dışına) atılmıştı.

Ben fuar boyunca üyesi olduğum üç derneğin stantlarında (Ansan standında 2 gün, Anşoyad Standında 2 gün ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneğinin startında 2 gün) kitaplarımı imzaladım.

Özellikle Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneğimizde “Sağlık Ekseni ile  Köy Enstitüleri” adlı kitapları ile bu yıl Yunus Nadi Araştırma Ödülünü kazanan Prof. Dr. Hilmi Uysal ve Prof. Dr. Mualla Aksu’nun kitaplarıyla ilgili söyleşisi muhteşemdi diyebilirim. Hani belki katılım çok fazla değildi, ama kalitesi çok yüksek bir söyleşiydi.

Ayrıca bu sene Yunus Nadi Roman Ödülünü kazanan Gönen Öğretmen Okulundan sınıf arkadaşım Hidayet Karakuş ve Şef Mustafa Tügen yönetimindeki mandolin korosu da bu söyleşiye önemli katkılar sağladılar.

Şimdi yine belediyemizin yerel yazar dediği Antalyalı yazarların çadırına dönecek olursak, burada adı sanı belli yıl boyu etkinlik yapan derneklere ait stantların yanında, fuara özgü adı sanı duyulmadık kimi dernek, kimi dernekleşmemiş stantlar vardı. Bence bunlar sanata ve örgütlenmeye darbe anlamına geliyordu. Sanatçılar burada belli bir örgüt çatısı altında yer almalıydı diye düşünüyorum.

Mevcut durum, “Ben ahbap çavuş ilişkileriyle kendime bir stant yaratırım. Derneğe girmeme gerek” yok anlayışına hizmet ediyordu.

Fakat bu kez farklı olarak Antalyalı kimi yazarlar bu tür uydurma derneklere bile gerek duymadan kimlerle ilişkiye girerek elde ediyorsa bir masa bir sandalye koyup çadırın girişini (suyun başını) tutunca tam bir Türkiye fotoğrafı ortaya çıktı.

“Burası Türkiye, / Türkiye her şeye gebe / Kanun kural sökmez burada /Yandaşlık çözümdür her derde” anlayışının fotoğrafıyla aslımıza sahip çıkıldı.

Ayrıca bu sene belediye çok cimri davrandı. Kendince belki tasarruf tedbirleri uyguladı. Eskiden bir defter bir kalem verirdi çocuklara. Bu sene fuar programını gösteren broşür ve görevli kartlarından başka bir şey vermedi. Fakat tasarruf tedbirlerinin en çok uygulandığı alan lavabolardı. Fuarın başından sonuna dek lavabolara hiç el silecek kâğıt konulmadı. Üfleyerek el kurutan aletler de sökülüp alınmıştı. Ellerimizi saçlarımıza silerek, keller koltuk altına silerek kuruladık.