21 Ağustos 2024 Salı günü öğleden sonra Çorum’dan çıkıp ikindiyi geçerek Tokat’a vardım.
Tokat otogarından otele her zaman, gittiğim her şehirde olduğu gibi taksi ile gittim. Bu bende bir alışkanlık olup yurtdışı yurtiçi gittiğim her şehirde her zaman ilk yolculuğum taksi ile olur. Çünkü sırt çantam fazla ağır olmasa bile onun otele koyduktan sonra hem daha rahat dolaşırım ve hem de otel arayarak vakit kaybetmemiş olurum. Bundan sonra şehir içindeki gezilerimin merkezi otel olup gezeceğim yerlerin sıralamasını otelin konumuna göre sıraya koyarım ve gideceğim her yere yürüyerek gidip kentin havasını yaşamaya çalışırım.
Tokat’ta gezmeyi planladığım epeyce yer vardı. Fakat otele yerleşmem uzun sürdü. Çünkü oteli internetten satın almıştım. Ama bana Tokat İnci Rizört otelin 21 Ağustos Salı gecesini satan firma otele para ödemediği gibi haber de vermemiş. Ben internet üzerinden satın aldığımın belgelerini gösterdiysem de kabul etmediler ve sen sorununu o firma ile hallet dediler. Çaresiz yeniden parasını ödeyip otele yerleştim.
Tokat hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak gerekirse oldukça eski bir tarihi geçmişe sahip olan il, pek çok uygarlığa da ev sahipliği yapmış olup köklü bir kültüre sahip olduğu görülmektedir. Tarih boyunca doğu-batı ticaret yolları üzerinde önemli bir merkez olan il, Orta Karadeniz Bölgesinde bulunmakta ve yaşadığı tarih dönemlerini içinde barındırdığı eserlerle günümüze yansıtmaktadır.
Tarihi veriler bir yana bende bu izlenimi yaratan en önemli eser Tokat Kalesi olmuştur. Doğrusu kale beni çok şaşırttı ve hayran oldum diyebilirim. Çünkü ben bugüne dek gezdiğim kentlerde bu denli dik, yüksek ve muhteşem görünümlü bir kale görmedim. Kaleler genellikle Orta çağ eserleri olduğu halde Tokat Kalesi güvenlik endişesiyle dağların tepesinde kurulan ilk çağ antik kentlerinin iç kalelerini andırmaktadır. Gezi planımda gezmeyi planladığım kaleyi, gördükten sonra bunu hemen planımdan çıkardım. Çünkü buraya çıkmak ve gezmek için ayrıca bir gün ayırmak gerekliydi.
Bugünkü günümüz Tokat’ına gelince il nüfusu Çorum’dan daha fazla (612 bin) olmasına karşın kent merkezi Çorum’un yarısı kadar (160 bin) dir. İçinden Yeşilırmak Nehrinin geçtiği ilimizin, Kazova, Kelkit Ovası gibi ovalık alanların çokluğu, Yeşilırmak, Kelkit Irmağı, Çekerek Çayı gibi akarsular ile bunların üzerindeki barajlardan arazinin sulanabilmesi tarım ve hayvancılık olanakları bakımından Tokat’ı çok elverişli bir duruma getirmektedir. Önceleri tarım, hayvancılık ve toprak sanayi ile adını duyuran Tokat’ta bugün sanayinin hemen her alanında atılımlar yapılmaktadır.
Doğrusu Tokat 67 illi Türkiye’de hiç görmediğim 7-8 ilden birisiydi, ama bu şehir çok hoşuma gitti. Çok beğendim. Yeşilırmak Vadisine yerleşen şehrin tarihi eski bölümü, Yeşilırmak Nehrinin akış yönüne göre solda kalıyordu. Bir gün içinde ben sadece bu bölgede gezme olanağı bulabildim. Karşı tarafta nehrin sağındaki yamaçta yükselen yeni Tokat da eskisi kadar büyük bir alana yayılmış olup o tarafta yeni ve yüksek yapılar görünüyordu. Fakat sürem bir günle sınırlı olduğu için ben hiç o tarafa geçme olanağı bulamadım.
Neylersin adını böyle koymuşlar
Türkü yapmışlar çileyi, yokluğu
Aşka ayrılığı, acıyı katmışlar
Koymuşlar adını Anadolu.
Tokat geçmişin derinliklerinden gelen
Tarih kokusu.