Hattuşaş gezisini bitirdikten sonra taksiciyle birlikte Yozgat Otogarına geri döndüm.

Saat 15.00’de Alaca üzerinden Çorum’a giden bir otobüse bindim. 16.30 gibi Çorum’a varıp otele yerleştikten sonra 17.00’de dışarı çıkıp önceden saptadığım yerleri gezmeye başladım. Akşama daha en az üç saat vardı. Müze kapanmıştı, ama şehir içinde gezmeyi planladığım yerlerden bu üç saat içinde görebildiğim kadarını görecektim. Çorum 540 bin il nüfusu ile iller arasında 42. sırada bulunurken 300 bine yaklaşan il merkez nüfusu ile 30 sırada bulunmaktadır. Geniş tarım alanları bulunsa da sanayileşmeyi ön plana almış olup Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2017 yılında yayınladığı 81 ilin Sanayi durumu Raporunda şöyle denilmektedir. “Anadolu Kaplanları olarak tabir edilen illerden biri olan Çorum ilimiz kendi öz kaynakları ile sanayileşmesini gerçekleştirmekte olan ender illerden birisidir. İlimizde Şeker Fabrikası dışındaki sanayi kuruluşlarının tümü özel sektöre ait bulunmaktadır. İlimizde Gıda Sanayi, Taş ve Toprak Sanayi ile Makine-Metal Sanayi ağırlık kazanmıştır. Ülkemizin kiremit tüketiminin %40’ı, tuğla tüketiminin %10’u Çorum’dan karşılanmaktadır. Sanayi ürünlerinden ise un, bulgur, şeker, tuğla-kiremit, toprak sanayi, yem sanayi ve değirmen makineleri ayakkabı, şırınga, ilaç ampulü, oluklu mukavva, parke ve ağaç, un ve yem sanayi makinaları ve aksamları ile oto yan sanayi gibi sanayi makineleri üretimi yapılmaktadır.”  Otelden çıkıp saat kulesine doğru yürümeye başlayınca önüme çıkan ilk yer Veli Paşa Hanı oldu. Yozgat Beylerinden Veli Paşa tarafından yaptırılan iki katlı hanın avlusunda insanlar oturup çay kahve içip sohbet ediyordu. Bulvarın burasından ilerleye devam edince minare biçimli saat kulesi çıkıyor karşınıza. Buradan sonra solda park ve sağda meydan var. Buradan sola devam edince Çorum Ulu Cami ve hemen karşısında da dünyanın en dar sokakları dedikleri Eskiciler ve Dikiciler Çarşısı çıkıyor karşınıza. Ben önce gezme kolaylığı nedeniyle Eskiciler ve dikiciler çarşısını gezdim. Yaklaşık 200 metre uzunluğunda en fazla iki insanın yan yana yürüyebileceği dar bir sokaktan ibaretti. Yanlardaki esnafın çoğunluğu da ayakkabı dikicileri ve terzilerdi. Çorum’da ilk gün son olarak Ulu Cami ve yakınındaki Ali Paşa Hamamı ile Taş Mektebi gezdim. Anadolu Selçuklu Sultanı 3. Alaattin Keykubat tarafından yaptırılan Çorum Ulu Cami geçen 700 yıl içinde pek çok deprem ve onarım görmüş olsa da yine de orijinal görüntüsü korunmaya çalışılmış. Dışarıdan bakınca görkemi yerinde fakat iç kısımlarında restorasyon çalışması vardı.

Ulu Cami’nin giriş kapısı tarafındaki sokakta biraz ilerleyince görmeyi planladığım yerlerden birisi olan Ali Paşa Hamamı karşıma çıktı. Erzurum Beylerbeyi olan Ali Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılan hamamın dış cephe taş duvarları kale surları gibi bir görkem sergiliyor. 500 yıla yaklaşan yaşına karşın hamam halen çalışır vaziyettedir. Taş Mektep Ulu Caminin giriş tarafındaki sokakta bulunuyor. 1913-15 yılları arasında yapılan ve Geç Osmanlı Dönemi mimari özellikleri taşıyan bina, geçmişinde genellikle okul olarak (İstiklal İlkokulu) kullanılmışsa da yapıda bugün şöyle bir tabela var. “TC Yazma Eserler Kurumu Hasan Paşa Yazma Eser Kütüphanesi” Şehirleşme olarak kenar mahallelerinde gezmedim ama merkezde yerleşim biraz sıkışık olmakla birlikte görüntü olarak modern bir şehir görüntüsü veriyor. Kentin merkezi bir yerinde toplanan tarihi dokunun da kentleşmeyle uyumlu olduğunu düşündüm. Bulvarlardan aralara giren sokakların bazıları ise çok dar olup yüksek binaların gölgelediği bu dar sokaklarda insanlar çay ocaklarının önünde toplanarak çay kahve içiyor. Çorum sanayisi, ticareti, tarım ve hayvancılığıyla bir üretim merkezi olup emek ekmek savaşı veriyor.          

 Emeği sonsuz, sınırsız

Anadolu’da yaşam savaşı

Ekmeği minik

Dünya varlıkla yokluğun yarışı.

Çile kader olmuş

Anadolu insanına

Çalışmak sanatı

Çalışmak baba mirası.

Bir türküdür yaşam Anadolu’da

Emekle ekmek yarışır.

Dersen, bu ne çelişkidir?

Acı taraf, yoksul tarafıyla

Yenik sevgi, sevinç tarafıyla

Türkülerde denkleşir.