Evvelki günü, dünü bugünü bizden öncekiler de gördü bizler de gördük.
Tarih zaten yazıldı ve okunmakta!
Ne yazık ki safsatalarla zarar görmekte insanımız.
Narin evladın katlini daha dün bizler yaşadık.
Geç keşfedilen Yenidoğan çetesi ile içimiz titriyor.
Ayla'nın aniden kaybolduğunu ve hiçbir zaman bulunamadığını da "ki neredeyse 65 yıl oldu" dün gibi hatırlıyorum.
Canım arkadaşım yazdı geçen gün...
Türkçe ezanı Arapça'ya çevirenler...
Türkçe Anayasayı Osmanlıca'ya döndürenler...
İnsanların masum inançlarını dinimiz elden gidiyor diyerek sömürenler...
Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker diye höykürenler...
İnsan olmak için çabalamayıp popoda kıl olmayı tercih edenler...
Atatürk müthiş vizyonu ile sırf bunu gördüğü için şöyle demiş;
“İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur"
Cumhuriyetimizin değerleri ile yaşadığımız güzel günlere haksızlık yapmayalım.
Aydınlanmayı yakalayamadığımız için çok ama çok üzgünüm.
Geçen günlere yazık olmuyor mu sizce?
Ayrıca soruyorum, Ulu Önder'imizin isteğinin ne kadarını yapabildik?
Sağlıklı ve esen kalın...