6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilimizi yok etti. O gün herkes aynı soruyu sormuştur eminim. "Bizim şehirde olsa ne olurdu?" sorusunu ben bile sordum.

Gelin, bir düşünelim... Eğer aynı büyüklükte bir deprem Antalya’da meydana gelseydi, neyle karşılaşırdık?

Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekiyor. Antalya birinci derece deprem bölgesi değil ama bu, büyük bir yıkım yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Çünkü mesele sadece fay hattı değil, şehirleşme, denetim ve plansızlık meselesidir.

Antalya, özellikle son 20 yılda hızla büyüyen bir şehir.  Tabii bu büyüme plansız ve getirim odaklı olunca, sağlam bir yapı stokundan bahsetmek zor. Konyaaltı ve Muratpaşa gibi sahil bölgeleri yüksek katlı binalarla dolu. Bu binaların ne kadarı gerçekten depreme dayanıklı? Kâğıt üzerinde her şey harika görünebilir ama Kahramanmaraş’ta da aynı şeyler söyleniyordu, değil mi?

Antalya’nın zemini, özellikle Konyaaltı, Muratpaşa’nın bir bölümü dolgu alanlarıyla dolu. Denize sıfır oteller, şatafatlı konut projeleri... Ama altlarında ne var? Kimi yerlerde gevşek zemin, kimi yerlerde bataklık niteliğinde alanlar. Deprem vurduğunda bu yapıların kaç tanesi ayakta kalabilir?

Deprem olduğunda herkes AFAD’ı, belediyeyi, valiliği suçlar ama asıl mesele hazırlıklı olup olmadığımızdır. 6 Şubat depremlerinde iletişim çöktü, yardımlar gecikti, kargaşa yaşandı. Antalya’da da benzer bir senaryoyla karşılaşmaz mıyız? Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri gerçekten organize mi? Enkaz altında kalan vatandaşlara kaç saat içinde ulaşılabilir? Kaç tane toplanma alanımız var? Kimse bunları bilmiyor. Çünkü bilmemiz istenmiyor da ondan!

Antalya denince herkesin aklına deniz, kum, güneş gelir ama bir depremin ardından bu şehir turistlerin değil, arama kurtarma ekiplerinin akınına uğrayabilir. Oteller, gökdelenler, lüks siteler... Ama sağlamlıkları tartışmalı. Üstelik depremin sezon ortasında olduğunu düşünelim, binlerce turist de kargaşa da kapılacak. Havaalanı, kara yolları, hastaneler... Ne kadar dayanıklı?

6 Şubat’ta hepimiz gördük ki deprem değil, ihmal öldürüyor. Eğer Antalya da aynı felaketi yaşarsa, suçlu yine kader mi olacak? Yıkılan binalar yüklenicileri, denetimsizliğin eseri değil mi? Şimdi önlem almaya başlasak bile geç mi kaldık?

Bu soruların cevaplarını şimdiden bulmalıyız. Çünkü deprem kapımızı çalmayacak; doğrudan kırıp geçecek.

Ve ister kabul edin ister etmeyin, biz hazır değiliz.